Seyirci dolu arenanın ortasında şaşkın adamlar, korkmuş kadınlar, ağlaşan çocuklar... Ansızın fırlayarak bunlara saldıran vahşi aslan, kaplanlar... Bu hayvanların; her bir masumun kolunu bacağını ayrı köşelere fırlatışlarında, tribünlerden; "vahşet buu, olamaaz" manasında yükselen uğultular, parmak arasından bakmalar!.. -Kahrol, pis aslan; bir çocuk böyle mi öldürülür? Seni lanetliyoruz, artık kan görmeye dayanamıyoruz!.. Silahsız insanlara saldıran hayvanlar kahrolsun da; kim dikti bu arenayı? Kim getirdi bu hayvanları? Kim topladı bilet parasını? Kim ayırdı yem olacak insanları diğerlerinden? Kim verdi ellerine silah diye böyle çelik çomağı? Yani akan kandan kimlerin menfaati/suçu var? Bu Filistin kangreninden, Amerika bile bir yana; mesela, İsrail'e açtığı savaştan 6 günde cayan Mısır ve müttefikleri ve sonra Filistin örgütlerinin "sürücüsü" olup böylece Akdeniz idealini diri tutan İran acaba ne kadar masum? Ve hatta, 400 yıl savaş görmemiş bu bölgenin 15-20 kuşak kanı dökülmemiş (ama İngiliz fitnesine aldanıp Osmanlı askerini arkadan vurdukları günden sonra da huzur bulamamış) Arapları ne kadar suçsuz? Hicret caizdir! İsrail'den vicdan uman yanılır! Yahudi için Müslüman avlamak yabandomuzu avından farksızdır! Bayraklarındaki çizgiler Nil'le Fırat, altı köşeli yıldızsa iki nehir arasındaki Yahudi hâkimiyetinin simgesidir. Böyle iman ederler... Yeryüzünde (özellikle Orta Doğuda) ateşin sönmesi kimsenin işine gelmez! "Vaat edilmiş belaya" kadar da zaten Yahudi durmaz! Mazluma hamiliği ve küçüğe abiliği kimse bilmez. İş gene Osmanlı'nın torunlarına düşüyor. Çünkü Filistin'deki (Şii-Arap-Hıristiyan-Yahudi didişmesinde) her masuma, her bebeğe sıkılan kurşun bizim yüreğimize saplanıyor!