Göbecikli çocuklar!

A -
A +

Kiraz sapı gibi incecik boyunlarının ucundaki kafalarını, sanki dengede tutmaya çalışan çocuklar vardı etrafımızda. Pantolon paçalarından çıkan sopalar gibiydi bacakları ve parmaklarıysa, ellerinin üstüne kadar inmiş kol ağızlarından uzayan çırpıları andırıyordu! Bulduklarını derhal yerdi o zamanın çocukları ve yuttuklarını da vücutları anında yakardı. Artık herkes çocuğunun üstüne titremekte: Aman çocuğum iyi beslensin, vitaminler alsın; aman yavrum üşümesin, kalın giyinsin; aman ortopedik ayakkabılarla gezsin; aman uykusu şaşmasın; aman çalışma masası ve sandalyesi omurgasına zarar vermesin... * Ne kadar abartsak veya geçiştirsek de; çocuklarımız, ana-babalarının çocukluklarına benzemiyorlar. Kıyafetleri, eşyaları, oyunları, yaramazlıkları, suratlarının rengi, boyları, hiçbir şeyleri benzemiyor öncekilere. Onlar babaları zamanındaki çocuklara benzemiyor ama; bir kısmının göbekleri neredeyse babalarının göbekleri boyunda!.. * Zamanımızdaki çocuklardan bazılarının bedenlerinin böyle hızlı büyümesi, şişmanlaması, göbekli, ağır, hantal görünmeleri sizce tuhaf değil mi?.. Bence değil; eğer bedenleri bu kadar dikkatle beslenen, vücutları özenle büyütülen çocukların, ruhları da aynı titizlikle besleniyorsa!.. Fakat maddesi ağırlaşıp, dışı genişleyen çocukların; mânâ boyutu boş kalıyor, derûnu derilip dürülüyorsa, durum vahîmdir! Çünkü ruh açlığı beden açlığına benzemez! Dışının sakatlığı nîmet bile olur çoğu zaman, fakat içinin zayıflığı insanı mahvedebilir! * Adına insan denen bu muhteşem bütün, kuşa benzer; tek kanatla uçamaz! Ana-babaların belki de en önemli görevi; bir tahterevalli gibi dengede tutmaktır çocuklarını. Onların dışıyla birlikte içini de beslemek, bedenleriyle beraber ruhlarını da doyurmaya çalışmaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.