Gönül ve yazar!

A -
A +

Kuzuluk Kaplıca Evleri'nin Müdürünün (Allah nazardan saklasın, gülümsemezken hiç göremediğim) yardımcıları; üzerlerine hiç de vazife olmadığı halde, bana bile maddi-manevi yardım yağdırdılar... Hatta "Hadi seni buradaki okuyucularınla buluşturalım", dediler. Site içi televizyonlardan altyazılar geçirttiler, bölge radyolarına anonslar verdirttiler (veya bana öyle dediler). Bol miktarda A4 ebadında kağıt basıp; idare binasından piliç evine, langırt salonundan markete kadar her yana astılar. Öyle ki ne yana baksam bunlardan görmem mümkündü. En üstte, iri büyük harflerle "GÖNÜL YAZARIMIZ" diyordu ve bu laf kâğıdın yarısını kaplıyordu... Altında ise "Muammer Erkul" yazıyordu. Sonra da, işte "sevenleriyle buluşuyor, falan yerde, filan saatte" gibi klasik sözler... (Fakat son anda, hesap dışı küçük bir aksilik oldu! Olacağı varmış...) * "Bir Tatlı Huzur" gazetesini yayına hazırlayan, otobüs turu ve sair etkinlikleri organize eden işte bu iki güzel hanımdan biri çıtı pıtı, sıcacıktı. Bol bol gülümsüyor ve renk renk giyiniyordu... Düz, koyu renkleri seven; ansızın telefonunuzu çaldırsa "emret abi" diye ayağa fırlayacağınız, ciddi tavırlı diğerinin ise sadece birkaç gülümseyen pozunu yakalayabilmek için yüz euro kadar para verip yedek hafıza almıştım dijital fotoğraf makineme!.. Tatilimin ortasında (tanıtım-pazarlama yapan) erkek kardeşi gelmiş ve; "Temizlik robotunun bilgisayar donanımlı, uzaktan kumandalı, ses ayarlı olan yeni modeli çıktı, sizinkini de değiştirelim" dedi... "Kardeş, dedim... İyi de, burası bizim evden yüzlerce kilometre uzakta..." "Olsun, ne fark eder? Dedi. Sen al, biz burdan ödemeli kargoyla adresine göndeririz. Senden bile önce gider..." "Ya almazsam?.." "Ablama söylerim haa dedi. Ona göre!.." * Almadım. Ama daha çetrefil bir iş yapıp, söz verdim abla'ya(!) Döndükten sonra bir, iki değil, tam üç tane bekar arkadaşımı (tatil bahanesiyle) yolladım kaplıca evlerine. "Sen bi bak, dedim. Eğer beğenirsen bu çocuklardan birini, gerisi kolay!.." Fakat o hafta sonu da bizim kızın memleketindeki bir akrabasının düğün yapacağı tutmuş. Yani, bizim çocuklar iki günlük tatil yapmış oldu, ama ben de ikinci bir temizlik robotu satın almaktan kurtuldum... * Tatil bittikten bir süre sonra ardımdan gelen e-mektupta diyor ki: Bugün bir espri geçti burada.. Hani şu benim gerektiği gibi başaramadığım imza günü vardı ya... Hazırladığımız afişte de "GÖNÜL YAZARIMIZ" sözü geçiyordu ya... Amcamın biri: "Gönül Yazar ne zaman gelecek" demiş!.. Arkadaş da şaka yapıyor sanıp; "Birkaç gün sonra" demiş. Amca üstelemiş: "Peki nerde sahne alacak? Hem, iyi de, Gönül hanımın resmini niye koymamışlar?.." Böyle bir hikaye yaşadık işte burda... Unutmadan söyleyeyim: Kuzuluk Kaplıca Evleri'nin bütün oda telefonlarından 3512'yi çevirince "buyurun" diyen Murat Gündüz, (M. Erkul imzalı kitapların kendisinden istenebileceğini) hatırlatmanı söylememi istedi... Kuzuluktan sevgiler..." * Daha önce söylemiştim; Kuzuluk Kaplıca Evleri birkaç sene içinde köyü gibi oluyor sanki insanın... Bakalım bizim kızlar seneye de bir benzerini hazırlar ise; acaba Gönül hanımın resmini mi, yoksa kitapların yazarının resmini mi koyacaklar afişlerin üzerine?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.