İçin ağlıyor olabilir. Ama, gülümse... Gülümse ve aynaya bak; çünkü hissettiğin perişanlığı bir de kendi yüzünde görmüş olmak, sana ne kazandıracak? * Aynalar; senin başkalarına gösterdiğini gösterecek sana! İçinde bir güneş var ama, biliyorsun; gökteki güneş gibi... Peki ya arada rüzgâr ve fırtınalar, bulutlar, şimşekler, yağmurlar varsa? Ortalık yıkılırken, kopup savrulurken, ıslanır ve donarken çimenlerin üzerinde uzanıp, kumlarda güneşlenen kimse gördün mü? Sana doğru şemsiye tutuyorsa insanlar; aradaki kasvet içindir... Aradaki bulutlar içindir, dolu ve yağmur içindir... * Şimdi sen; aynaya bak... İçindeki güneşi gör; ve gülümse!.. * İçinden gelmese bile gösterdiğin, alışkanlık haline gelmiş bir gülümseme bile olsa; gerçek bir somurtuştan, kaş çatıştan iyidir... ..insanlardan sana doğru ve senden insanlara doğru! * Bilmediğini nasıl söyleyeceksin bana, yapmadığını nasıl yaptıracaksın bana, görmediğini nasıl göstereceksin bana?... Aynaya iyi bak... Aynada ne görüyorsun? Bana senin görmekten memnun olacağın suratı göster... Bana senin işitmekten mutlu olacağın cümleleri duyur, bana senin okumaktan haz alacağın mesajları gönder, bana senin hissetmekten hoşnut olacağın duyguları hissettir... Aydınlıkken aydınlatabilirsin... * Kahrolası kinler, dikenler gibi insanların içinde ama! Değil mi? Timsah gülüşleri değil kastettiğim gülümsemeler... Şimşek aydınlıkları değil bahsettiğim ışık! Sen, içindeki sıcaklık ile bak kendi yüzüne. Bana göstereceğin yüzü gör önce... Sen... Beni... Aydınlandıkça aydınlatabilirsin. :)