Kendi kazdıkları çukurlara düşmüş ve kendi yaydıkları hastalıklara yakalanmış olan bugünkü Avrupalılar; "yaptıklarının cezasını ödeme kapısına" gelip dayanmışlardır! Dün bize "Hasta Adam" diyen Avrupa için, bugün en yakışan ifade şudur: Hastalar Koğuşu!.. Avrupa Birliği isimli bu tecrit edilmişler odasında, şimdi artık kimin kaç nefesi kaldığı sayılmaktadır! Buradakilerden herhangi birinin ölmesine izin verilmeme çabaları ise, can çekişen o kütlenin çok sevildiğinden değildir. Nedendir? Daha hafif hastaların; "birkaç ağır hastayla yaşamanın, birkaç ölü ile yaşamaktan daha iyi olduğuna" karar vermiş olmalarındandır! Çünkü kendine mecali olmayanların, bir de bu kokuşmuş leşlerin tekfinine dayanma gücü, belli ki yoktur! * Dün bize "Hasta Adam" diyenler bugün gerçek bir "Hastalar Koğuşu" görünümündedir. Cumhurbaşkanımızın "Sefil Avrupa'ya yarım başkan" sözü de zaten bu durumu vurgular... Kıbrıs'ın Rum kesimi; morg kapısında bir içeri bir dışarı çekilen Yunanistan'ın, nakil kutusundaki organı gibidir! Şimdi AB zihniyetinin bu küçücük yarım parçayı bir bütün adam sayarak kendine başkan yapmaya çalışması; kopuk bir düğmeyle frakını iliklemeye çalışmasından farklı değildir! Gerçekse şu ki; düğme yerde, frak dar, ama sirozlu göbek büyüktür!.. * Dün, bu milletler bütün tuzakları kurdular; yemeğine zehir, suyuna mikrop, sokağına fitne, yoluna mayın, çatısına gülle ve şeytanın bile aklına gelmeyecek her yolu denediler. Satın alınabilecek herkesi alıp, aklı çelinebilecekleri kandırdılar. Ardından, cihan pehlivanı koca Osmanlı'ya "Hasta Adam" sıfatı uydurdular. Yüz küsur yıllık bu plan sonunda "Çınarımız" hastalandı, yaprakları dökülüp dalları kurudu. Üç kıta üzerinde çekildiğimiz topraklarda 60'tan fazla bayrak dalgalanıyor şimdi! Fakat devletler tarihinde bir asır pek de öyle uzun bir zaman değildir. Hasta edilmiş o adam şükürler olsun ki dimdik ayakta şimdi ama ona bu hastalıkları zerk etmiş olan çete topyekûn hastadır... Avrupa Birliği bugün, kelimenin gerçek manasıyla bir Hastalar Koğuşu'dur!