Acaba hangisi daha komik: "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!" demek mi yoksa "Karanlıkta kalıyorlarsa, cihazları çalışmıyorsa, çamaşırları yıkanamıyorsa, toprakları çatlıyorsa, ağaçları kuruyorsa, hayvanları ölüyorsa, çocukları hastalanıyorsa, içmek için taze su bulamıyorlarsa Hasankeyf'e sadakat turu yapsınlar!" demek mi? Çaresi; çıkan ve çıkacak benzeri sesleri bastırmaya çalışmak değil, y-ö-n-l-e-n-d-i-r-m-e-k-!.. Konu hazır gündemde; neden bir özel birim kurulmaz ve neden hiç durmadan şu fikir yayılmaz: "Atlantis kadar eski ve gizemli... Hasankeyf'te tarihî dalış!" Batman'a 36 km. Tarihî Süryani piskoposluk merkezi. Abbasilerin eline geçince ismine Hısn Keyfa (Kaya hisarı) dendi... Artuklu, İlhanlı, Akkoyunlu ve Safevilerin izini taşıyan Hısn Keyfa 1517'de Osmanlı topraklarına katılıp Diyar-ı Bekr eyaletine bağlı bir sancak merkezi yapıldı. Hasankeyf Kalesi, Sarayı, Köprüsü yıkıntı halinde, Eyyübi eseri Camiü'r-Rızk'ın ise sadece minaresinin bir bölümü ayakta kalmış. Projeye ilave edilmeli: Sözü geçen yıkıntıları aslına uygun ve yukarıya yeniden yapmalı... (Yeni) Hısn Keyfa Kalesi kurtarılan eserler için müze ve yeni yapılacak Hısn Keyfa Sarayı turistler için konaklama merkezi olmalı... Ardından bütün dünyaya "Tarihe Dalış" fikri reklâm edilmeli, profesyonelce, mütemadiyen... Dalgıçlara, araştırmacılara, öğrencilere hodri meydan! Su altına inen asansörler, mini cam denizaltılar, şeffaf tünellerle su altı seyirleri... Kim gidip görmek istemez böyle bir mekânı? Zaten yok olan bir tarih (aslında) su altında muhafazaya alınmış olur! Ayrıca dışarıya da yeni bir Hısn Keyfa inşa edilmiş olur! Kavgalar biter ve Hasankeyf para basan bir "darphane"ye döner! Sen orayı böyle gösteremez, böyle anlatamaz, böyle inşa edemezsen, tarih, turizm ve kâr merkezi haline getiremezsen birileri de çıkar ve aynı Hasankeyf'i senin ayağına köstek, kafana taş, sırtına sopa, yoluna engel eder, hiç şüphen olmasın! İnsanların olaylara nasıl baktığı çok önemli, evet ama bundan daha önemlisi; olayların insanlara neresinden gösterildiği!..