Neye, nereden bakıldığı çok önemli... Refah yükseldi, haberleşme çağ atladı, dünya küçüldü; artık uzaklarla ilgileniyoruz... Böyle bir zamanda, böylesine büyük devlet işlerinin "psikolojik" boyutunu yönetecek ve iyi çalışan ekipler olması lazım! Kadıköy'deki Hasanpaşa'nın bir yanını dağ, Kurbağalıdere'yi de Dicle suyu olarak düşünün! Bir köprü, birkaç mahalle, bir minare, işte Hasankeyf!.. Hasanpaşa meydanında, Hasankeyf'i haritadan gösterecek yedi kişi çıkar mı bilemem ama 70 milyonluk ülkemizin yarısı adını duymuştur. Bunun yarısı da "oranın keyfî olarak yok edildiğini" söyler! Peki neden? Dedik ya; bir konuya nasıl baktırıldığımız çok önemli! 3-4 bin nüfuslu Hasankeyf, Batman'a bağlı. 9 sene önce ilçe yapıldı. Son yıllarda durmadan gündeme geliyor, çünkü Ilısu Barajı bittiğinde sular altında kalacak. Haklı da aslında gürültü koparanlar; çünkü "bir tarihin yok edildiğini" söylüyorlar onlara... Hâlbuki ilk önce bu ülkenin enerji, su ve sulama ihtiyacı gösterilmeliydi insanlara. Üretemediğimiz enerji, sulayamadığımız topraklar yüzünden kişi başı kaç lira ödüyoruz yurt dışına? Orada ülkemizin 4'üncü büyük Hidroelektrik santrali kurulacak; okullarda, hastanelerde, evlerde elektrikler daha az kesilecek! 11 milyar m3 su tutacak barajdan Nusaybin, Cizre, İdil, Silopi ovaları sulanıp 121 bin hektar alanda tarım yapılacak... "Tarih yok ediliyor" diyenlerin okuyamadığı; o tarihî yapan Diyarbakır, Siirt, Batman, Şırnak bölgelerindeki on binlerce insanımızın "çare uman" bakışlarıdır!.. Bir gece Hasankeyf'te sabahlamak için, Haydarpaşa'dan kalkan trendeki protesto grubuna katılan... Günler sonra Kadıköy'e dönünce; gün batımı, sahilde, soğuk bira eşliğinde sıcak macerasını anlatarak tepki gösteren kişiler; acaba ta orada, yani tekrar gidilemez uzaklarda bıraktıkları ve hiç deniz görmemiş, hiç gurubun suya aksini görmemiş, hiç şişesi terli soğuk bira görmemiş, hiç ev içinde musluk görmemiş ve hatta yağmurdan başka toprağında hiç su görmemiş insanların halini ne kadar anlar?