Hurma mesafesi
1 Kasım 2009 01:00
muammer.erkul@hotmail.com
www.muammererkul.com
Murâda...
Sesimi duyamıyor musun?
Kalbimi dinle!
*
Duyamıyorsan beni; ya çook uzaklardayım senden... Veya çok yakınında, ama çok...
Üçüncü ihtimalse bir akan deryanın iki yakasındaki ayaklar gibi kalmamızdı. O oldu: Bağlandık; kavuşamadık!
Kavuşanlar ise bizimle kavuştu...
Öyle bir ödüldü ki bu; sanki cezaya benziyordu mahşeri beklemek!
En zoru; aynı köprünün iki ayağı gibi kalmak: Hep bağlı, ama hep aynı mesafede... Yani seni özlemek cenneti özlemekle bağlantılı yahut cenneti, seninle daha çok özlemek!
Karşımda sen; iftar sofrasındaki hurma hasreti!
Sımmmsıkı bağlarla sarılmışsan bana ve ayakta tutansam seni, ben de öyle sarmalanmışım ki sana, seninle ayakta durabilirim; aynı köprünün diğer ayağı gibi...
Bilirim ki senden düşmek, toprağa düşmektir veya nihayet cennete çıkmaktır!
Aynı köprünün iki ayağı; sen ve ben...
Asla vazgeçmeyen biri birinden... Asla küsmeyen biri birine ve asla ve asla ve bu aslaların sonuncusu; asla biri birinin omzuna yaslanamayan, kucağında uyuyamayan!..
Bir göz göze bakıp eriyiştir bizimkisi, karşı kıtaya; kendi dünyalarımızdan.
Hâlbuki her gelen sendendir bana ve sana her giden benden!
Aah ki bana süzülmeseydin, sürülmeseydin zehir acısı gibi; böyle yanar mıydım derinden, kaynar mıydı içim, tüter miydi başım ve akar mıydı kelimelerim sana doğru; bir volkandan taşan lavlar gibi?
Keşke bir köprü ayağı gibi susabilseydim; susuşunu dinleyebilseydim; dediğini duyabilseydim; seni anlayabilseydim...
*
Sesimi duyamıyor musun?
Kalbimi dinle!
Duyamıyorsan beni; ya çok uzağım senden veya çok yakın. Ya da...
...............
Not: Gazetemizin "Stop" köşesinde ve "Seyir Defteri"mizde yayınlanan yazıları mailinize gönderiyoruz. Site ve posta adreslerimiz yukarıda.