Kayıp ada!

A -
A +

Insanlar inanmak üzere yaratılmışlardır. Gittikleri yönde, inandıkları makamı temsil eden kişi olsun isterler. Ve bu hal bir çekim alanı oluşturarak onları bir arada tutar. Doğal olarak her inanışın tepesinde bir makam bulunur. Bu kişi, kendisini manevî önder bilen büyük kalabalıkları temsil eder. Şu anda var olan Krallar, Kraliçeler; tarihten bu yana gelen mıknatıslanmanın örnekleridir hatta bazı İmparatorlar "tanrı" bilinir!.. Dinlerin de başında liderler vardır. Bazıları "yarı tanrı" olarak vasıflandırılan bu kimseler o dinin bütün mensuplarını temsil eder ve gerektiğinde onları yönlendirebilirler! * İslam dinindeyse bir zamanlar Hilafet makamı vardı. Hazret-i Muhammed'in halefi olan Halife, bütün Müslümanları temsil ediyordu. Bu makamı (1520'de vefat eden Yavuz Sultan Selim han zamanında) Osmanoğulları devralmış ve Padişahlar 400 yıl boyunca İslam âleminin önderi olmuşlardı. Müslümanlar uzun süredir, bir dinî lidere sahip değil... Bu makam kaldırıldıktan sonra, bunca zamandır; bütün kıtalardaki hüzünlü gözler İstanbul'a doğru baktı ve mahzun yürekler hep İstanbul'a doğru çarptı... * Şimdi bir çaresizliği, bir umutsuzluğu, bir tükeniş hikâyesini anlatacağım size: Göç eden kuşlar, birbirini takip eden sürüler halinde hep okyanusun aynı yerine gelmekte ve çığlıklar atarak, orada kendilerini suya bırakmaktadırlar! Açık denizciler, bu hayvanların neden intihar ettiğini bir türlü anlayamazlar... Sonraları bu işin sırrı ortaya çıkar: Kuşların göç yolu üzerindeki tam o noktada, bir ada vardır. Fakat büyük bir depremde sulara gömülmüştür! Birazcık dinlenmek için, o adayı yön belirlemiştir kuşlar. Fakat son gayretleriyle kanat çırpıp, o noktaya geldiklerinde; artık hiçbir umutları kalmaz, çaresizlik içinde ve tamamen tükenmiş olarak, okyanusa düşerler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.