Kırkıncı yıl

A -
A +

Kırk yıl hatırı vardır, derler bir fincan kahvenin... Acaba ne kadar hatırı vardır; kırk yıldır okunmakta olan gazetemizin yanında içilen kahvelerin, çayların, sohbetlerin?.. Şu elinizde tuttuğunuz gazeteyi bir tek kelime ile özetle, deseler sadece; "sevgi" derim!.. Tiraj, değil, itibar değil, para değil, güç değil, kavga değil, siyaset değil, iktidar değil, muhalefet değil, husumet değil, ihanet asla değil, değil oğlu değil!.. Bir avuç insan; varlıkta ve yoklukta, açlıkta ve toklukta "bir" olmaya devam ediyorsa, bunun adı "sevgi"dir, hem de "samimi" olarak!.. * İşte o bir avuç insan avuçlarını bir ettiler yine bir araya gelip, dün sabah... "22 Nisan sabahı kahvaltıyı yazı işlerinde yapalım" demişti Genel Yayın Müdürümüz Nuh Albayrak... Sabah 10-11 arası yazı işlerinin ortasına uzun masalar kondu, börekler baklavalar, çaylar meşrubatlar geldi... Nuh beyin konuşmasının ardından Mustafa Necati "dedemiz" konuştu, sonra Mahmut "amcamız" konuştu, sonra Resul "abimiz" konuştu, bizler de dinledik. Bizler bir aileyiz!.. Belki sitemizde daha uzun anlatırım. Bu fakîre de şu iş: Resul İzmirli ağabeyimizin; yedi ayrı bölgeden gelmiş unu karıştırarak, evinde yaptığı... Sonra da kahvaltının öncesinde getirip dilimlediği iki kocaman, yuvarlak, köy işi, somun ekmeğinin parçalarını dağıtmak düştü... * 20 yaşında büyümüştür ve heyecanlıdır insan... 30 yaşında gelişmiştir ve güçlenmiştir... Fakat 40'lı yaşlar olgunluktur; büyük tecrübeler onu sözü dinlenir kıvama getirmiştir ki, kemâle ermiştir, tadı yerine gelmiştir... Eğer gazeteler de insana benzer, denirse; gazetemiz 40 yaşına ulaşmış insanların haliyle hallenir bundan sonra ve tadından yenmez olur! Şifa olsun efendim kırkıncı yıl, hepimize...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.