Geçen hafta güzeldi: Gelibolu, Sultanahmet, Kocaeli, sonra gene Sultanahmet... Babıâli Şenlikleri epey konu edildi. Bahsedilmesi gereken Kocaeli... Bir ben mi duymadım, diye düşünmeyin, ilk senesiydi. Her yıl tecrübe ve ün kazanacak olan bu kitap fuarı, emin olun ki İstanbul ile Anadolu arasında yeni bir buluşma noktası (olmaya aday değil) olmuş bile! Kocaeli Büyükşehir Belediyesine ise samimi tebriklerim ve milyonlarca insanımız adına teşekkürlerim var. Hep kenarından geçtiğim, ama beş altı senedir içinde gezinmediğim Kocaeli'ye "kocaman bir el" değmiş, belli... Şu bildiğiniz İzmit nasıl bu hale gelmiş, hayret edeceksiniz! * İlk boşlukta karar verdik gitmeye. İstanbul da yakın ya, hemen gelip aldılar. İki muhabbet; Kocaeli'deydik. Bunları şunun için böyle anlatıyorum? Misal ki Kadıköy'den binseniz ve bir saat sonra gözünüzü açsanız; İstanbul Tüyap mı yoksa Kocaeli Kitap Fuarı mı olduğunu pek kolay anlayamazsınız! O gün cumartesiydi ve gayet hareketliydi fuar. Yüz kadar stant kitap doluydu ve ziyaretçilerin de her ihtiyacı düşünülmüştü. (Teklifimdir: Fuara gelen yazarlar/konuşmacılar adına birer fidan dikilsin. Her fidanın boynundaki kolye veya kökündeki plakalara isimleri yazılsın. Böylece bir orman oluşturulsun. Konusunda şahane bir ilk olur ki; daha bu yıldan 200 kadar fidanla (kalıcı/tarihi) işe başlanmış olur/du. Bu fırsat kaçmaz!..) * Kocaeli Kitap Fuarı'yla ilgili sitemize yazdığım yazının altına da bir yorum gelmiş, anlatmazsam karnım ağrır! Çocuklarını imza gününe getiren anneleri şöyle diyor: "Kooccaman bir aileye mensup olduğumuz bir kere daha kanıtlandı. Fuarda, adıyla: "Muammer amcaaa" gibi çığlıklar atılarak buluşulan başka yazar sanırım yoktu:) Sevgi ailemizle birlikte nice kitap fuarlarında buluşmak üzere..."