Kör çiviler

A -
A +

İşittiği kelimelerin mânâlarını zihninde kanırtmaya... Ve herhangi bir ifadenin; sanki tektip üniformaya bürünmüş ve herkese görünmekte olduğu kılığının altında, çiçekli veya çizgili çamaşırların bulunabileceğini farketmeye başladığında, sanırım insan 5 yaşlarında filan oluyor... Değil mi?.. § O yaşındaki insan, sanki bir teleskopmuş gibi karşısındakinin, her gözün göremeyeceği kadar uzak derinliklerinde uçuşan yıldızları, gezegenleri bile görüp; ve yine sanki bir röntgen makinesi gibi, belki henüz belirti vermemiş, teşhis edilmemiş, örtülü hastalıkların bile filmini çekip önümüze koyuyor!.. ..... Çevresindeki konuşmaları, adeta kulağına monte ettiği bir "gözlük" ile dinlemeye başlıyor çocuk... § Ben de o yaşta olmalıyım... Bakıyorum ki; a aa, herkes ne kadar komik davranıyor... Bakıyorum ki; a aa, babam ne kadar komik konuşuyor... Babam ne diyor biliyor musunuz?.. Diyor ki babam; "Kör testere, diyor... Kör balta, diyor... Kör bıçak, kör makas, kör çivi diyor... Hahahahhaaa kör çivi, diyor... Kör çivi!.." ..... Sizin babalarınız da "kör çivi"lerden bahsediyor mu?.. § Kör çivilerden babalar mı bahseder, merak ettim şimdi... Yani bir insanın kör çivilerden bahsetmek için baba oluncaya kadar beklemesi mi lazım? ..... Babam çok meşgul; ne yaptığını bilmesem de... Ama birkaç tahtayı birbirine tutturmaya çalışıyor. Bazı tahtalar daha var yerde, elinde bir keser var, yanında çivi kutusu var ve kızıp yere attığı yamulmuş çiviler!.. Bu çiviler de deli mi ne?.. Tahtaları üstüste koymuş olan babam gene bir çiviyi hizalayıp koyuyor oraya, keseri vuruyor üstüne ama tam gireceğini sandığım zaman, şööyle yamuluyor... Bunu da çekip yere atıyor babam, ve alıp bir yenisini koyuyor oraya, ve vuruyor, ve bu da... "Yamulmasana be, çivi!.." ..... Babamla gözgöze geliyoruz, gülümsüyor bana. Alnında ter birikmiş... Az sonra babam bile görmeden, yere son attığı o çivinin üstüne basıyorum ayağımla... Oh olsun! § Tam çeyrek asır geçiyor aradan... ..... Bazı tahtaları birbirine çatabilmek için onlarca zayıf, güvensiz, niyetsiz, isteksiz ve işe koyulanı bile işinden vazgeçirtecek kadar gönülsüz çivileri, çakılması gereken yerlere çakmaya çalışan babasına bakan küçük çocuk biraz büyüyüp yazmayı öğreniyor... Zaman zaman soranlar oluyor ona şimdi; şu tahtalar niye birbirine çatılamıyor, diye... "Çiviler kör, diyor hep!.. Önce, ilk önce, hatta karşımızdakinden bile önce kendimizi düzetmemiz lazım, kendimizi doğrultmamız lazım... Gücümüzü, özgüvenimizi, inancımızı kuvvetlendirmemiz lazım... İşaretlenmiş noktaya konduğumuz ve tepemizden yeterli desteği aldığımızdaysa bir an evvel kıvrılıp kaçmaya değil, işte bu noktaya saplanmaya, derinlerine dalmaya çalışmamız lazım... Evet, çiviler kör!.. Ve işte bütün kör çiviler yerlerde!.. § Hah hahhaaa, benim babam çok komik, diyor şimdi bir küçük çocuk... Çivilerin kör olduğunu söylüyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.