Bazıları der ki; önce arıları bulalım sonra onlara göre kovan yaparız... Bu söz "kervan yolda düzülür" deyişine benzer, fakat yolda düzene sokan her kervanın "hangi yöne gittiği" bellidir!.. Arıları bulursun. Çağırırsın. Gelirler de... Fakat genellikle, bakarlar ve; bize uygun olmayan kovan, diye düşünürler. Bu bir kurulmuş cümle değildir, histir!.. Peki sonra? Havalanırlar, seni unuturlar, geri dönmek hiç akıllarına gelmez!.. * Her böceğe, her sineğe veya yabanî arılara göre hareket etmek çok pahalıya mal olabilir! Yapılması gereken; petekleri balla doldurmayı bilen, çalışmayı seven, düzenli hareket edebilen ve sadakati olan bal arılarının, başka problemlerle meşgul olmadan ve sadece bal üretebilmelerine imkân hazırlamaktır ve en uygun kovanları kurmaktır... Ve arılarını elinden kaçırmak istemiyorsan, kovanlarının içini dışını, şeklini hacmini, rengini kokusunu ve hele ki konumunu sık sık, rastgele zamanlarda asla değiştirmemektir... * Çağırdığında gelmeyen arılar bile senin için daha iyidir, giden arılardan!.. Çünkü zihinler belli bir program dâhilinde çalışır. Bir kere "çarpı" konmuş olan koordinat noktasına doğru yeniden kanat çırpmak, oraya tekrar adım atmak neredeyse mümkün olmaz! Bir kovanın dolması gibi, boşalması da uzun sürmez. Unutmamak lazım ki; giden bir bal arısı eğer dönmemişse ya ölmüştür veya peşinden bir arı sürüsü daha gidecektir! * Sen döne dolaşa aranıp durma. Kovanını kusursuz yap. O zaman bal arıları seni bulurlar. Ve onları huzursuz etmediğin, dışarıdan gelebilecek sıkıntılardan koruduğun ve rahat çalışabildikleri sürece, kalırlar... Giderlerse bil ki, suç onlarda değil; kusur senin yaptığın kovanda, noksan senin kurduğun sistemde! Vızıltılar arasında şunu duymak ve manasını anlamak maharet ister: Binlerce sinekten ve yüzlerce eşek arısından iyidir senin için; kovanını sahiplenen birkaç tane bal arısı!