İlâhi; ilâhî olanı övmektir. Bu ise ibadettir. İbadet ise; söyleneni ve söylendiği gibi yapmaktır... Şimdi, pavyonlardan emanet alınan kimi çalgı ve çalgıcılar; şu mübarek ramazan-ı şerif günlerinde, sabahlara kadar çalıyor, çalışıyor. Hem de daha düne kadar kendilerini horlayan dindarlarımızın alkışları altında! Hatta bazıları bu işten sevap bile bekliyor! Daha kötüsü ne olabilir? Şu: Bunları görerek büyüyen çocuklar, çalgıyı dinden sanıyor! * Mesleğe başladığımızda bir dünya starı vardı. Basının peşinde koştuğu ve ismini hatırladığım 3-5 şarkıcıdan biri... Bir gün dediler ki "Cat Stevans Müslüman olmuş ve müziği bırakmış!" Ama bu laf öyle inanılacak bir şey değil; dünyanın zirvesindesin ve sahneye çıksan üzerine altın döküyorlar, genç kızlar senin için baygınlık geçiriyorlar... Bütün bunları; şöhreti, parayı, kadınları, iktidarı ve itibarı elinin tersiyle iteceksin. Pes yani, yaptı da adam: Dinini değiştirdi, ismini değiştirdi, kıyafetini değiştirdi, yaşayışını değiştirdi. Ve "günah" deyip gitarını bıraktı elinden, bir daha tek nota basmadı... Belki yirmi sene uğraştılar adamla. Sanıyorum en sonunda; "günahı sevabı bunca Müslümandan daha iyi bilecek değilim ya" dedi, aldı eline çalgısını. Ve birileri onun yaptığı eserlere "ibadet" dedi! Sahnede, müzik eşliğinde bulunmak müthiş bir duygudur, doyumsuz bir hazdır, iyi biliyorum. Fakat buna ilâhî bir pâye vermek, "ibadet" demek küfrdür! "En büyük keramet, istikamettir" sözü, önemli işaret! * O hikâye sık sık gelir aklıma: "Bir kişiye bile olsa, bir doğru olsun öğretirim" demesi gereken kral, temiz suları döküp delilerin safına geçti: "Tahtım elden gideceğine delilerin kralı olurum" dedi! Ey kral; küplerini kırman şerefsizlikti! Ve "herkes içiyor" diye o suyu içmektense, susuzluktan ölmen evlâydı!..