"Mevlana'yı öpeceğim!.."

A -
A +

24 Mart 2011 Perşembe, Armutlu Hazret-i Mevlana'nın dergâhı önünde bir feryat: -Heeey, açın kapıyııı, diye ortalık çınlıyor!.. Talebeler şaşkınlık içinde, bağıran kişinin yanına koşuyorlar. -Bana yol açın, Mevlana hazretlerini öpeceğim, diyor adam... Diyor da sarhoş... Belki de düşe kalka gelmiş oraya kadar ve üstelik şarap fıçısına batmış gibi kokuyor... -Hadi git başımızdan, diyorlar. Utanmıyor musun bu halinde mübareğin kapısına gelmeye! Yüzü gözü kaymış adam bir gülüyor onlara, bir ağlamaklı oluyor, bir kızıyor, fakat hep; -Olmaz! Öpeceğim onu, sarılacağım boynuna... Mevlana'yı öpmeden şuradan şuraya gitmem, diye ısrar ediyor... * O zaman, dergâhın güçlü kuvvetli birkaç delikanlısı iki odun kapıp; "senin sırtında şu odunları kıralım da bakalım gidiyor musun gitmiyor musun" diyecekken, Mevlana Celaleddin hazretlerinin celalli sesiyle titriyorlar... -Durun! Ne yapıyorsunuz?.. Diye sesleniyor mübarek... Yoksa sizler bu sopalarla şu zavallıyı mı dövecektiniz?.. Getirin onu buraya, bizler ateşe düşmüş birine elimizi uzatmayacağız da kime el uzatacağız? -Başüstüne efendim, diyor talebeler... Bırakılan adam yaklaşıyor. Kendisine izin verilse boynuna da sarılacak ama "Şimdilik sadece elimi öp" emrine uyuyor... Fakat hayretler içinde... Şaşkınlıkla gözlerini açarak; -Sen, diyor... Sen şimdi... Benim için mi... Yani şu talebelerine benim için mi kızdın?.. Bu sarhoş yüzünden mi onları azarladın?.. -Evet, diyor hazreti Mevlana. Elbette senin için yaptım, yoksa bu kapıdan seni kovacaklardı... * O zaman öyle bir pişmanlık duyuyor ki sarhoş adam, öyle bir tövbe ediyor ki... Ve neticesinde Mevlana hazretlerinin en sadık talebelerinden biri oluyor ve ölünceye kadar dergâhtan, yanı başından ayrılmıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.