Mırra

A -
A +

Mırra pişirmek maharet ister... Dibeklerde dövülmüş... Kömür ocaklarına oturtulmuş güğümlerde tercihen üç kişiyle kaynatılmış... Sonra bekletilip tekrar kaynatılmış ve yine dinlendirilip sonra tekrar kaynatılmış iri taneli Arap kahvesi, özel cezvesi ve özel fincanında servis yapılır. Özel nakışlanmış sarı bakırdan bir ibriğin içindedir mırra ve çok sıcaktır... Fincanı ise kulpsuz olup dışa doğru açılan bir dudaklığı vardır... Servis yapan kişinin bir elinde ibrik diğer elinde fincan vardır. Fincanı senin için yarısına kadar doldurur. Beklersen soğuyacak, acele edersen dilin dudağın yanacaktır! Şöyle havada elips çizmeni ve kırk beş derece döndürüp önce tadına bakarak kendisini üç yudumda bitirmeni beklemektedir şimdi mırra... * Şekerle hiç tanışmamış, telvesiz ve bu acı kahveyi pişirmek gibi, içmek de bir törendir... Zamanlaması vardır, kuralları vardır... İkram edenin yüzüne bakman gerekir. İçmek istersen o tekrar fincanı senin için yarısına kadar dolduracaktır. Ama istemezsen, fincanı onun eline uzatman gerekir. Yere koyman görgüsüzlük, cahilliktir hatta kimi zaman; içini altın doldurmak gibi, bir ceza bile gerektirir! * Mırra çok sıcaktır, mırra çok acıdır ama mırra enerji verir ve keyiftir... Mırra hayattır! Mırra yaşadığımız hayata çok benzer... Hayattaki fırsatlar mırra gibi gelir önümüze çoğu zaman. Fırsat önümüzde durur ve gözümüzün içine bakar. Fincanımızı uzatıp, yarısına kadar doldurturuz. Tadına bakar, sonra yudumlarız. Acı bir kahvedir neticede mırra, ama; enerjidir... Onu içmek yürek ister! Ve tekrar tekrar doldurtmak... * Bazıları ise hayata karşı efelenir! Doldur doldur, der ama kendi ağzını yakar... Veya fincanı yere atıp ceza öder... Ve hatta bazıları, fincanının dibini uzatır fırsatlara karşı! Mırra yere dökülür!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.