Kör, sağır, topal... Çolak, kambur, şişman... Derisi buruşmuş, saçları yolunmuş, dişleri dökülmüş ve ihtiyar haliyle fakir kalmış bir ...hâne artığı kadının; ne kötürüm haline, ne de leşine, köpekler bile bakmaz. Peki ya, bir Sultanın dünyalar güzeli kızı? Herkes onun peşindedir! Misal-i Hürriyetimiz budur... * İnsanoğlu; hür olanı, esiri yapma hevesindedir... Esir olmak ise; gürül gürül akan su iken çamura dönüşmek, yerlerde sürünmek, çöpe karışmak! Peki sadece ülkeler ve milletler için midir bu temsil? Hayır, fakat bu örneğin misal-i millîsi, milyonlar kere büyütülmüşüdür bir ferdî misalin... Yani, millet; fertlerden bağlanmış bir ekin demeti gibidir! Hürriyet; her türlü korunmuşluğumuzdur ve dahi arınmışlığımızdır... Peki, neyden korunmuşluğumuz ve arınmışlığmızdır hürriyet? Hür olmamızı engelleyen veya yok eden her şeyden, her histen! * İlkokul kitaplarındaki emperyalizm, istibdat, zulüm vs. konuları bir yana; bizleri evimizde esir alıp ömrümüzün yarısını yutan teknolojik cihazlar diğer yana... Fakat başka kölelikler de var! Varmış ki, âlimler bunları "kalb hastalıkları" diye kitaplarına yazmışlar. M. Hâdimî'nin "Berîka" kitabı çok meşhurdur ve tercümesi "İslâm Ahlakı" kitabı içindedir. Diyor ki: "Kalp, bütün bedenin reisidir. Bütün uzuvlar kalbin emrindedir. Sevgili Peygamberimiz: İnsanın bedeninde bir et parçası vardır. Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu, kalptir. Buyurdu. Yani bu, yürek denilen et parçasındaki gönüldür. Bunun iyi olması, kötü ahlaktan temizlenmesi ve iyi ahlak ile tezyin edilmesidir." Kendi sahibini, burnundan halkalı bir köle eden; korkaklık, şehvet, uyuşukluk, kazanma hırsı, mal sevgisi, kibir, kıskançlık gibi esaretler (kötü huylar) kitapta 40 madde olarak anlatılıyor. İbretliktir ki, en baştan ikinci sırada anlatılan madde; "cehalet"tir!..