Küçük ya da büyük... Genç yahut yaşlı... Dişi veya erkek... İnsan ve insan harici her kim, ne, nasıl bir işe yeltenmişse; niyeti biliniyor... Bilinmediğini sanan; ..bilinmemesini isteyen!.. * Aslında pek çoğu bön, saf, şaşkın oluyor kurnaz geçinen insanların!.. Yalan söylemeye çalışıyorlar, zihin karıştırmaya çalışıyorlar, göz aldatmaya çalışıyorlar... Fakat, "illüzyon açısında" durmayanlar var; el çabukluğu yetmiyor! Çoğunluğun kanması, herkesin aldandığı anlamına gelmiyor!.. * Bahçedeydiler... Kedinin gözü sahibinin üzerindeydi. Yattığı yerden kalktı, bir adım attı, ikinci adımında tekrar yattı... Uyur gibi yaparken etrafını kolaçan etti... Evet, emindi; kendisine seslenen, azarlayan, bağıran filan yoktu... Sahibi ve ailesi, her zamanki gibi gülüp konuşuyorlardı işte kendi kendilerine... Tekrar kalktı kedi, tekrar bir iki adım attı ve tekrar yattı... Dikkat etmişti yine etrafına. Çocuklardan biriyle göz göze gelmiş, gayet masum ve ince bir sesle "miyav" demişti... Sonra gözünü kapamış, mırıldanmaya başlamıştı... * Minik civcivler iki çocuğun arasında, ve hepsi birlikte büyüklerinin yakınlarındaydılar... Tekrar ayağa kalkarken, kulaklarını tekrar dikti kedi; birileri yine kendisine "pist" diyecek mi, diye... Ama duymadı öyle bir şey... İkinci adımda yattı yine... Hatta bu defa gerinir gibi yaptı. Sonra da sırt üstü döndü. Gerilince açılan kılları arasından göbeğine kadar girdi gün ışığı... * -Baba, şu kediye bağırayım mı, iyice yaklaştı hayvanlara, dedi delikanlı... -Yok oğlum, dedi babası. Kaç defadır kovalıyoruz, bağırıyoruz ama anlamıyor... Yaptığının suç olduğunu da biliyor... Ki bak, nasıl numara yapıyor... Biz onun niyetini anlıyoruz, ama o bizim dilimizi anlayamıyor... Kendince, bizi kandırdığını sanıyor!.. -Kapmasın civcivleri... -Yine denerse, bu defa kıracağım kafasını! * Dallar bile, istenmeyen yöne gittikleri için kesiliyor, öyle değil mi?..