Nizam-ı Âlem'e mektup!

Tam zamanıdır! Bir görev düşmekte şimdi Nizam-ı Âlem Ocaklarına: Adam gibi bir adamın, insan gibi bir insanın filmini yaptırmak! Vazife ise şudur: MUHSİN DAĞI'NA (o dağın adı artık Muhsin Dağı'dır) ÇARPAN HELİKOPTERLE BAŞLAYAN FİLMİN BİLETLERİNİ PEŞİN SATMAK! Sözüm senettir: İlk bilete talibim! * Nizam-ı Âlem gibi düzenli ve nizamlı bir teşkilatın düzgün insanları, efendi gençleri gönlünü koymalı bu işe ve başarmalı! HAYIR: Bu iş tabandan başlamaz, tepeden/ciddiyetle yönlendirilmeli! DİKKAT: Makbuz değil, gerçek/ciddi biletler satılmalı! HAYIR: İlk rastlanan acemiler yapamaz bu işi; bu dört dörtlük konu, ancak bu filmi dört dörtlük çekebilecek ustalara sipariş edilmeli... Adı mı? Muhsin Dağı olsun mesela. Veya Beyaz Ölüm, ya da Üşüyorum... * Hadi, bu iş tarihe geçsin! İnsanlar, bir film henüz çekilmeden biletlerinin nasıl kapışıldığını görsün... Bu konunun içinde "her şey" var: Türkiye'miz, Anadolu insanımız, son elli yılımız var. 70'li yıllar var. 6 yıl kaldığı hücreden çıktığında suçu hâlâ bulunamamış mahkûmlar var... S. Ahmet Arvasi'nin tedrisinden nice anlatılacaklar var... Üstelik hâlâ hepimizin gözünde ve kulağında durmasa, yani gerçek olmasa bu senaryo inanılmayacak kadar olağanüstü... İlk adımı hemen atılmalı bu filmin; sandıkların dumanı tüterken, kabirlerin toprağı düzlenmeden... Şimdi... Bir bilet arıyorum! Hani, helikopterin önüne Muhsin Dağı dikilmişti ya, öyle başlıyordu film. O filmin biletini arıyorum... Yok mu satan? NOT: Geğire yellene söven kıllı mahlûkatın filmlerine rekor kırdırmaktan bezdi millet. Ve üstelik bu millet; sosyalizme batmamış hayatların filminin de olacağını görmek, izleneceğini göstermek istiyor!