Odun!

A -
A +

Bunlar da ne, diye sordum kendime... Aynı ebatta kesilmiş kâğıt destesinin en üstte kalanında bir odun resmi vardı. Bayağı, bildiğin odun. Rastgele kesilmiş, kalın, eğimli, pütürlü bir odun işte! Sıradan bir odun parçası için neden böyle bir kart hazırlanmış, diye düşündüm. Sonra; acaba altındaki kartta da başka bir benzeri mi var, diye merak ettim. Bakınca gördüğüm ise; iki ucuna birer lastik bağlanmış, taş atmaya yarayan bir sapandı. Kim bilir kaç kuşun canı yakılmıştı bununla veya yakılacaktı! Daha alttaki karta baktım. Bu da neydi böyle? İrkilmiştim... Kocaman bir darağacı görüyordum ve hatta ucunda da ilmek yapılmış bir ip sallanıyordu!.. * Alt alta duran bu kartlardan her birinin üzerinde galiba farklı resimler vardı ve benim de bunlar arasındaki acayip bağlantıyı bulmam gerekiyordu. İşte! Bir alttakine baktım; ekmek tahtası gördüm... Bir sonrakine baktım oymalı bir dolap gördüm... Bir sonrakinde duvara dayanmış bir merdiven... Bir başkasında çiçek açmış bir ince fidan... Bir diğerinde gelişmiş, koskocaman bir ağaç vardı... Bir sonrakinde tohum sandıkları... Daha sonrakinde topraktan henüz başını uzatmış bir minik fide vardı. O an durdum... Başka bir açıdan bakıp aradaki bağlantıyı hissetmeye çalıştım... Ve galiba fark ettim sonunda; bunlar, yani tohum da, odun da, tabut da, mızrak da, rahle de, kitap da, kalem de, bunların hepsi aslında aynı şeydi. Bunlar; hep aynı şeyin değişik halleriydi... * Ve galiba anlamam gereken; bir tohumu büyütüp yetiştirdikten sonra, onu ne hallere getirebileceğimizdi. Daha doğrusu buna göstermemiz gereken çaba idi... Başka bir gözle tekrar tekrar baktım resimlere, evet; odun da kalem de, kâğıt da kitap da, sapan da saban da, beşik de tabut da, kabza da rahle de, masa da kapı da hep aynı şeydi... Onlar aynı şeydi; Onları farklı kılan bizlerdik!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.