ana sormazsam kime sorarım, sen bilmezsen kim bilir? Hadi, ne olur söyle bana; pembenin dibi tutmuşuna mı denirdi kırmızı? Gül kırmızılar yanık mı kokardı? * Pembe bir gül... Aşka düştü; ..kor oldu! ..... Bana da bu kırmızı çok yakıştı! * Önce, istedim ki; seni hiç kimse sevmesin... Sonra istedim ki; sadece ben seveyim... Ardından, yalnızca benim sevmemin sana yetmeyeceği düşündüm... Ve seni sevmeye başladım; İçimdeki yüzlerce ben'le birlikte! * Derin bir nefes almak sesini duymak... * Ağladım, güldüm, sevindim, üzüldüm... Ölçtüm, tarttım... Kızdım, kızdın... Yapıştı yüreğime bir kirli zaman... Sıksalar beni bir bez gibi; safra karışmış sarı suyum akardı yerlere, zehir kokardı! * Ben, yine senin yağmurunla, arınsam bütün bunlardan... Hafiflesem... Durulsam... Her yerimin sancısı, her acıtan hatıra süzülüp aksa üzerimden, kaldırımlara... Sana yine pespembe bir ben kalsam. Bana kalan "sen" olsan... * Bir derin nefes almak ya sesini duymak; Ben hiç nefessiz kalmazdım, sesini hep duysaydım... Sorardım sana; hangi pembeye kırmızı denir, hangi kırmızı daha yanıktır diğerlerinden... * İnsan acıkır ve susar ve yorulur ve içi ağrır; ama kelimelerle doyar ve cümlelerle kanar ve sözcüklerle dinlenir ve manalarla diner mi ağrıları?.. Bu, hem de bana sorulur mu? Elbette! - NOT : Bazı günler www.sanatalemi.net adresine de yazı koyuyoruz. Haftada üç gün köşemizde yazdığımız yazılarla kanmayanlar, oradaki yazıları da okuyabilirler...