Ramazan kuzularına... -8-

Şöyle kocaman ve kırmızı bir elmanın, iplik gibi ince bir borudan geçtiğini görsen çok şaşırır mıydın? Hadi şaşır öyleyse! Çünkü gördüğün ve yediğin bütün elmalar, meyveler... Karpuzlar bile, iplik inceliğindeki saplardan geçerek dallarının ucunda büyüdü! Öyle değil mi? Bu duruma; Allahü tealanın kudreti denir. Kâinattaki her iş ve hal, onun yaratmasıyla olur. Fakat alışık olduğumuz için, bunların çoğu bize şaşırtıcı gelmez: Uzay boşluğundaki sayısız gök cisminin; çarpışmadan, yollarını şaşırmadan, geç kalmadan, milyarlarca yıldır hep aynı hareketi yapmalarını... Dünyaya gelen sayısız insandaki herhangi bir parmak izinin, başka hiçbir parmağın izine benzemediğini... Bulutlardan düşen bir yağmur damlasının neden kafatasımızı delmediğini ve benzeri şeyleri pek umursamayız. Çünkü onlar hep öyledirler... Fakat zaten hep öyle olmaları da, büyük bir kudret elinden çıktığının delilidir. * Peki buna "mucize" denir mi?.. Denmez. Neden denmez? Çünkü mucize; Allahü tealanın, "peygamberleri için" yarattığı olağanüstü işlere ve hallere, denir...Yani mucize kelimesini işittiğimiz zaman, işin içinde bir peygamber olduğunu anlarız. Peygamberle ilgisi yoksa o şeye mucize diyemeyiz! Peki, bir evliya, kuru bir dala elini uzatsa. Tam o sırada büyümeye başlayıp olgunlaşan elmayı kopartsa, sana verse, sen de yesen... Buna ne denir?.. Hayııır!.. Mucize; peygamberler içindi. Evliya için, yani velî kulları için Allah'ın yarattığı özel hallere; "keramet" denir... * Bir şeyin manasını bilmek ve o kelimeyi doğru yerde kullanmak ne güzel iş, değil mi?.. Öyleyse öğrenmek lazım. "Bilenle bilmeyen bir olur mu?" Demişler. Bil öyleyse, akıllı kuzu: Sonsuz kudret sahibi olan Allahü teala, peygamberleri için "mucizeler" yaratır. Evliyası için yarattığı özel şeylere ise "keramet" denir... Yani bir iş ne kadar şaşırtıcı veya güzel de olsa, bir kazazede ne büyük tehlikeden kurtulmuş da olsa; buna mucize veya keramet denmez. Çünkü işin bir ucunda peygamber yoktur! Ve her tabiri yerli yerinde kullanmak çok güzeldir. Değil mi?