Mümkün olsa da, hepimize; "Uzay gemilerinin istikametlerini belirlemeyi... Çıkış ve varış noktalarının tespitini... Açılarını hesaplamayı" öğretebilselerdi... ¥¥¥ Karla kaplı bahçesinin, iki karış enindeki buz tutmuş uyduruk beton yolundan, düşüp de bir tarafını kırmadan, vişne ağacının arkasındaki helaya kadar nasıl gidip gelebileceğini düşünen adam için ne lazım ki; "kızıl gezegene nasıl gidilir?.." Yani, ne için lazım; uzay gemilerinin mesafe ve açı hesaplamaları?.. ..... Şunun için lazım: Şimdi gözümüze bakıp "fırlamak" için hazır bekleyen çocuklar; kırk yıllık bir yolculuktan sonra... bizim... bilerek veya bilmeyerek... kendilerine, bugünlerde yüklemiş olduğumuz programda belirli olan noktaya varacaklar da, onun için!.. ¥¥¥ Sapmalar olmayacak mı?.. Olacak!.. Sapmalar olabileceği için zaten programın "kusursuz" verilmeye çalışılması gerekmekte!.. ¥¥¥ Doğrular, dosdoğru verilmeli insana; "Bilmemenin mazeret olmadığı" zamanlardayız!.. ..... Açılar; "acılara" doğru götürmesin diye gemileri, iyi yapılmalı hesaplar!.. ..... Bir kağıdın üzerinde, sadece bir cetvel boyu uzayan çizgilerde görülmese de iki nokta arasındaki fark; Dünya ile ay... Dünya ile Mars... Dünya ile ahiret arasındaki uzun çizgide büyük bir fark yapar!.. ..... Değil mi?.. ¥¥¥ Karla kaplı bahçesindeki helanın buz tutmuş beton yolunda "tepinen" adam; "bana ne ki açılardan" diyebilir belki... Ama sen; "bana ne acılardan" diyemezsin!.. ..... Çünkü sen, bilirsin; Rampasından fırlamak üzere olan bir uzay gemisi gibi bekleyen çocuğun, senden program yüklüyor... Sen bilirsin; Şu an senin gözüne bakanlar, yarın senin verdiğin hedeflere yakın yerlerde olacaklar!.. Bunu bildiğin için de; Bir sarhoş tabancasından çıkan serseri kurşunlar gibi boşluğa savrulan insan evlatlarına için yanar, Değil mi?.