Vazgeç bütün renklerden, dedi. Beni dinle!.. O bir sesti artık benim için, ben ise onun için bir kulak; Doldu içime!.. ..... Sarı, ayrılıkları hatırlatıyor insana, diyerek devam etti: Kızarmaya yüz tutan kuru sonbahar sarılarından; yumuşacık, civciv sarılarına kadar vazgeç tüm sarılardan... Sana sarı yakışmaz, çünkü sarılar ayrılığı söylüyor bana... § Pembeler hayalperesttir, biliyorsun... Ayakları yere basmayan duyguların rengidir pembe! İster, güzeller güzeli bir çingene kızının kulağındaki katmerli gül renginde olsun; ister delikanlılığının ilk yıllarında, gözüne ve gönlüne doluşmuş olan toz pembeler,,, yakışmaz sana!.. § Hadi bırak yerli yerinde kalsın maviler; Sabahların uçuk, ikindilerin koyu mavileri, ve gecelerin derin lacivertleri gökyüzünde kalsın... Ve hatta denizlere aksın yağmurlarla, gökyüzüne fazla gelen maviler... Ama maviler kendini, senin rengin sanmasın!.. § Beyazlar, papatyalara nasıl da yakışır... Seni bir papatya gibi bilsem de ben; bırak, yine papatyaların olsun beyazlar,,, ve kuğu süzülüşlü bulutların olsun,, ve avuç avuç savrulan kar tanelerinin... § Özeniyor musun yeşillere?.. Ama sen yeşil olamazsın... Çünkü ağır başlı, kocaman çınarlardır sanki yeşilin hakimi. Ve sanki yeşilin her tonundaki bütün ağaçlarla oturmuş sohbettedirler, bitmeez tükenmez!.. § Dedim ya; sen, bırak bütün renkleri sahiplerine... Herkes bilir, herkes bulur rengini... ..... Vazgeç bütün renklerden, beni dinle: Sen, kırmızı olmalısın!.. En güzelinden bir gonca gibi... Sana kırmızılar yakışır; aşkın, sevdanın renginde...