Telefonuma gelen mesaj çok sevdiğim eski bir arkadaştandı. Dudağımda peşin peşin açmış olan tebessümüm, cümleleri okuduğumda soldu, çünkü mesaj belalardan ve uğursuzluklardan bahsederek, şöyle diyordu: "Bugün safer [kendisinde belaların yağmur gibi yağdığı] ayının ilk çarşambasıdır. Bugüne mahsus okunulması gereken dua şudur..." Önce irkildim, sonra düşündüm. "Bu satırlar kim bilir daha kimlere gitti" diye tahmin edip korktum. Cevap yazdım: "Güzel dinimizde canlı, cansız, insan, hayvan veya zaman, yani hiçbir şeyin uğursuz olmadığı bildirilmişken; Safer ayı veya çarşamba günü için söylenenleri bize geldiği gibi aynen dağıtmak, başkalarına da yaymak acaba uygun mudur sevgili ağabeyciğim? Dua ise her zaman ederim ve beklerim :) Hürmetler..." * Fakat rahat edemedim. İnterneti açıp, arama kutucuğuna "Dinimizde Uğursuzluk" yazdım. Şunları buldum: Bir şeyin, bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması, Yahudilikte vardır. Hristiyanlıkta da, 13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanılır. Dinimizde ise, bir şeyi uğursuzluğa yormak yoktur. Fakat, (Şu iş veya şu ev bana uğursuz geldi) gibi sözleri söylemekte mahzur yoktur. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselamın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı. Hiçbir gün, başka günlerden üstün değildir. Cuma, ramazan ve diğer mübarek günler, İslamiyet üstün tuttuğu için üstündür. Dinimizde uğursuz gün yok ama, uğurlu sayılan mübarek gün ve geceler vardır. Bunlar mübarek diye, ötekilere uğursuz demek yanlış olur. Uğur; iyilik getirdiği sanılan şey veya belirti, hayır, iyilik, bereket demektir. Uğursuz; kötülük ve zarar getirdiği sanılan şeydir. Yahudiler ve Hristiyanlar, uğursuzluk var sanıyorlar. Uğursuzluk; bir şeyi veya bir olayı kötüye yorumlamaktır. Dinimizde uğursuzluk yoktur...