Son kırk yıldır, göbeğinizden gayrı büyüyen uzvunuz oldu mu? Bu kalınlaşma ister yağdan olsun, ister kuşağınızın içindeki keselerden, fark etmez. Umursadığım gerçek şu ki; siz "dışınıza" doğru genişlerken, torunlarınız "kendi içlerine doğru" çökmekte!.. Çünkü siz; birkaç senelik daha uykum var sonra uyanacağım (!) derken, torunlarınız için bahar geçmekte! Kazanmaktan bıkılmaz, biliyorum... Kimisi için para kazanmaktır bu lafın özü, kimisi için itibar, kimisi için insan kazanmak... Peki birer yıldız gibi bilinmezlere doğru kayan torunlarınızı kim kazanacak? Paraya yapışmış ellerinizle yönünü tutmayı akıl edemediğiniz bu çocukları, kimler hangi rotalara çevirecek? * Bu ülke çocukları hormonlu, asitli, zararlı kimyasal dolu gıdalarla beslenirse şu kadar yıl içinde bünyesinin mahvolacağını biliyorsun da; böyle hormonlu ve zehirli fikirlerle beslenip, istikbali eriten asit yağmurları altında dolaşırken, nasıl "sen gibi" kalabileceğini zannedebiliyorsun?.. Bu köşede dilimi bozamıyorum! Bu köşede "yuh olsun böyle düşünenlere" bile diyemiyorum! Fakat... Çocuklarımızın, birer GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) haline gelmesinde benim ne kadar payım var, senin ne kadar payın var, artık bunu düşünmemizin zamanı geldi, öyle değil mi? * Türkiye'mizden kazanmış her insanın, bu ülkenin istikbaline borcu var! Gözün açıkken kıyamadığın paralarınla, gözün kapandığında bu işlerin yapılmasını beklemek "ışığa gözünü kapamak" olmaz mı?.. Bu halde ölüp gidemezsin!.. Paran var mı, yetkin, itibarın, kalemin, çenen var mı? Öyleyse borcun var! Bu ülkenin çocukları için "altına imzanı atabileceğin" kaç roman yazdırttın, kaç kitap bastırttın, kaç film çektirttin? İşi başkasının yapmasını, ama neticenin senin istediğin gibi olmasını daha çook beklersin!.. Şaşıracaksın belki ama duy benden: Yapacağım demekle olmuyor, "yapmakla" oluyor!.. Senin; "kendine benzer nesiller üretmek" idi vazifen... Fakat neslinin genetiği değiştirildi, umursamadın! Şimdi sen, al da o çok kıymetli paranı... ..mezara götür!