Sınırlar değişir mi?

A -
A +

(İki seneden fazla oldu, 2009'un Ocak/Şubat döneminde üç yazı yayınlamıştık hem şu an okuduğunuz Stop köşemizde ve hem de sitemizin [muammererkul.com] Seyir Defteri bölümünde. Şimdi burada bazı paragrafları tekrar etmenin zamanıdır sanırım.) ..... Atatürk; "Yurtta sulh cihanda sulh" demişti ama M. Kemal üç kıtada çarpışmış bir askerdi! Sonrakiler "iman belletir gibi" ezberlettiler bunu! Ancak bir çocuk böyle salaklık derekesinde saf olabilir ki, ben öyleydim. Sanırdık ki o veciz söz bütün insanoğlunun 'vird'i, dilinde tesbîhidir!.. Koyunlar gibiydik. On yıllarca, çobanlarımız bile "dağda sulh, ovada sulh" demeye çalıştı, ağzı salyalı kurtlara!.. * Biraz büyüdüm. Tarih ve coğrafyaya baktım. Gördüm ki "barış" lafı; ensesinden kaldırılmış bir yavru kedi gibi sallanıyor boşlukta!.. Çok şaşırdım. Sulh telkinlerine inancım zayıfladı! Biraz daha büyüdüm. Tarih ile coğrafyaya daha dikkatle baktım: Korkudan bacakları titreyenlerin değil, dimdik duranların ve "dokunanı pişman edeceğini" hissettirenlerin sulha hakkı, barışta söz sahibi olduklarını gördüm! * Ezberlerimizden biri de "aman sesini çıkarma, barışçı ol" acayipliğiydi. Barışı yapanın; gücü olanlar, dik duranlar olduğunu anladık sonra. "Yurtta sulh cihanda sulh" vecizesini çoktan ezberlemiştik. Ama bir gün önümdeki atlasta bambaşka şeyler gördüm. Şaşkınlık içindeydim. Çünkü, sınırdaş olduğumuz veya olmadığımız bütün komşularımızın ya toprakları veya rejimleri değişmişti! İşte o zamansa; "kış gelmesin diye" dua etmek yerine, "bir gün kış geleceği için" hazırlık yapmak lazım geldiğini anladım! * Kıyamete kadar bugünkü atlasları kullanacağımıza acaba kaç kişi inanıyor? (Devamı var, lütfen yazının devamını da okuyun.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.