Sınırların dışı nasıl?

Pek düşünmüyoruz fakat hadi bugün sınırlarımızın dışına, komşularımıza bakalım... * Tarih boyunca gerçek bir devlet olamamış BULGARİSTAN sanki kendini ispat için zulmü seçer. Türkleri büyük şehirlerden uzaklaştırıp fakir bırakmak, camileri yıkmak veya şeklini değiştirip bina olarak kullanmayı politika bilir! Osmanlı zamanında aldığı derin nefes, Sovyetler zamanında zorla çıkartılmış, şimdi de AB'ye yaslanmış bir çaresizdir! Bir ekmeği yoldan geçen beş kişiye paylaştırabileceğiniz GÜRCİSTAN için Sarp sınır kapımız can damarıdır. Halk işsiz, fakir, günlük işler için bile Türkiye'ye girip çıkmaya razıdır... Çıkarları için ülkelerini mahveden kör diaspora inadı yüzünden ERMENİSTAN dağlar arasında hücrededir! Çok fakir ve sınırları kapalıdır. Onlar için; batıya, Ağrı Dağımıza bakıp hayal kurmak en büyük mutluluktur... Üreten ve zenginleşen İRAN Şii inancıyla yönetilen, inatçı ve karanlık bir din devletidir. İran halkı hükümetlerine sadık görünür. Büyük kontrol mekanizması ülke içi ve dışında dikkatle çalışır. İranlı olmak her an dünyadaki bir ülkeye kafa tutulmasına taraf olmaktır. İran, haritalarda "huzursuzluk" rengiyle işaretlidir! Her dakika kanı akan; barışı "barışılmasın" diye sağlanan, yarası "kanasın" diye sarılan bir acılı bölge IRAK... İnsanlarının, kendi diktatörlerinden kaçmak için Türkiye sınırlarında bekleştiği SURİYE tam bir dinamit; dualar, patlamaması yönünde... Yoksul ülke için en büyük umut, yeni bir Irak olmaması... Özellikle en sona YUNANİSTAN kaldı. İnsanlarımızın pasaportlarında Kıbrıs damgası arayan burnu kalkık bu adamlar şimdi sokaklarda isyan halinde. Devlet, turizm tesislerinin tuvaletlerini bile temizleyemez durumda. THY Selanik'e sefer başlatırken, kendisine hediye edilen uçak maketini alan Yunanlı bakanın, bu oyuncağı öpmesi, tarihe geçti... * Bunları, sınırlarımızın içiyle siz kıyaslayın!