Söz... Kimseye anlatmayacağım! Hatta bana bile söyleme sırrını, ama şu an fısıldamalısın kendine... Ya da sadece içinden geçir cevaplarını, aşağıdaki sorulardan sana uygun olanların... * Sen, okuyucu olsaydın, nasıl bir yazar görmek isterdin karşında? Veya yazar olsaydın, acaba okuyucularının nasıl olmasını isterdin?.. * Sen, patronu olsaydın bu şirketin, senin şu an yapmakta olduğun işi yapan elemanının görevini nasıl yapmasını isterdin; veya sen iş verdiğin şu eleman olsaydın, acaba patronunun nasıl olmasını isterdin?.. * Sen, öğretmen olsaydın nasıl öğrenciler görmek isterdin sınıfında; veya öğrenci olsaydın sana ders anlatan öğretmeninin nasıl olmasını isterdin?.. Sen, evlat olsaydın nasıl bir ana yahut baba görmek isterdin karşında; veya sen baba ya da anne olsaydın acaba evladının nasıl olmasını isterdin?.. * Sen, yolcu olsaydın nasıl bir minibüs şoförünün kullanmasını isterdin bindiğin vasıtayı; veya şoför olsaydın acaba yolcuların nasıl olmasını isterdin?.. Sen, çöpçü olsaydın; sen, kapıcı olsaydın; sen, postacı olsaydın; sen, gazete dağıtıcısı olsaydın; acaba mahallelinin sana nasıl davranmasını isterdin; veya sen, acaba nasıl davranırdın çöpçüye, kapıcıya, postacıya, gazeteciye?.. Sen, mahallenin kasabı, manavı, bakkalı olsaydın vatandaşın nasıl olmasını isterdin; veya sen, acaba nasıl bir kasabın, manavın, bakkalın dükkanına girmek isterdin?.. * Sen, bu evin erkeği olsaydın acaba eşini nasıl görmek isterdin?.. * Sen, oturduğun evin hanımı olsaydın, acaba kocanın sana nasıl davranmasını isterdin?.. * Evet, empati için hayal kurmak, rüyalanmak gerekiyor; ama atlar bile rüya görüyor! Halbuki sen insansın... İnsan olduğun için zaten... Zaten sen, insan olduğun için; kendini bir diğer insanın, karşındakinin, yanındakinin yerine koyabilirsin!.. Öyle değil mi?