Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?.. § Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler; dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen!.. Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?.. § Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden!.. Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana... Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım; Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?.. § Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim... Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan; Ama güzeldi!.. ..... Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!.. Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim... § Boyutları değişiyordu hayatımın... Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum... Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!.. § Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli... O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!.. Toparlayamıyorum zihnimi... Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe; Seni koklamak için... İçimdesin!