Bana; "herkesin bildiği şeyleri neden anlatıp duruyorsun" diyenler, kendilerinin bilmediği başka okuyucularımızın da olduğunu bilemeyenler, diyerek söze başlayalım bakalım!.. ;) İnsan zor anladığını kolay anlatırmış ya; ben de "aşureyi" anlatacağım, bakalım kolayca anlaşılacak mı? Aşure tatlısı; tatlı güzeli... Aşure günü; günler güzeli.../Sense tatlı güzelim! ;) Aşure günü ve tatlısının püf noktası ise şu: Aşure günü, aşure (veya başka tatlılar) yapmak, yedirmek sevap, ama aşure günü aşure pişirmenin ibadet olduğunu sanmak günah!.. Bizim için lazım olan; aşure pişirmek değil, aşure gününe kıymet vermek! Aşure gününüz mübarek ve yaparsanız aşureleriniz bereketli, lezzetli olsun. Yazım bu kadardı, bitti. Gerisini takvimden aktaracağım: * Muharrem'in onuncu gününe (yarın, cumartesi) Aşûre Günü, dokuzuncu günü ile onuncu günü arasındaki geceye de (bu gece) Aşûre Gecesi denir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: "Aşûre Günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allahü teâlâ Uhud Dağı kadar sevap verir." "Allahü teâlâ, Aşûre Günü'nü üstün kılmıştır. Allahü teâlâ, gökleri, yeri, dağları, denizleri, yıldızları, Arş'ı ve melekleri, Âdem aleyhisselâmı Aşûre Günü yarattı. İbrahim aleyhisselâmın dünyaya gelişi ve Nemrud'un ateşinden kurtuluşu Aşûre Günü oldu. İbrahim aleyhisselâma, oğlunun yerine kesmek için, büyük koç bugün ihsan edildi." Allahü teâlâ, birçok duâları Aşûre Günü'nde kabul buyurdu. Bugün aşûre pişirmeyi ibâdet sanmak, bidattir, günahtır. Muhammed aleyhisselâmın yaptığı veya emrettiği şeyleri yapmak ibâdet olur. Din kitaplarının yazmadığı, hakiki din âlimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak sevap olmaz, günah olur. Bugün, herhangi bir tatlı yapmak, tanıdıklara ziyafet, fakirlere sadaka vermek sünnettir, ibâdettir. Bu günlerde oruç tutmak çok sevaptır. Yalnız onuncu günü değil, bir gün önceki veya bir gün sonraki günle birlikte tutulur. (www.turktakvim.com)