Tavus kuşu ayakları

A -
A +

Tavus kuşu ne güzel bir mahluktur: Salınır yürür meydanda ve şöyle bir açar kuyruğunu; teel tel, reenk renk, deseen desen. Hayran olur görenler... * Tavus kuşu aynaya bakmaz! Sadece sesleri duyar. Hani o, tekrarlandıkça can sıkan sesleri; "aaa, vaaay, ooo, uuu!.." Birileri gelip dayandığı zaman kafesinin dibine, yaklaştığı zaman özel bölgesine kızar tavus kuşu... Duygulanır tavus kuşu... Üzülür tavus kuşu... Kan ağlar tavus kuşu... Bazen de sevinir, içi içine sığmaz... Bütün bu hissettiklerini belli etmek ister; bir o yöne doğru yürür, bir bu tarafa... Sonra tasır tasır kabartarak açar kuyruğunu teeel tel, reeenk renk, deseeen desen... Ki az evvel ardında sürünen kuyruğu, şimdi kendi varlığını bile gölgede bırakmıştır! * Sonunda herkes gider; "evli evinee, köylü köyüne" misali... Tavus kuşu çekilir bir köşeye, eğer başını: Yanıp da kömüre dönmüşe benzeyen ayaklarına bakıp iç çeker, derin düşüncelere dalar... İnsanların, şatafatlı kuyruğuna bakmaktan; kara, kuru, kavruk ayaklarını görmeyişlerine şaşırır!.. İnsanların; yapraklarına, çiçeklerine, meyvelerine bakmaktan, ağaçların köklerinin nerede olduğunu düşünmeyişlerini anlayamaz!.. * Yazının başında söyleseydim; "tavus kuşuna benzediğimi", bu satırları okumaktan vazgeçenler olabilirdi. Fakat şimdi, sanki bir tavus kuşunu görmüş gibi; bu kalemin sahibinin haline acıyabilir, doğru bakmayı bilenler! Tavus kuşları bana benzer mi bilmiyorum, ama ben tavus kuşlarına benziyorum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.