Bütün ömrümüz boyunca dinlediğimiz, okuduğumuz, içimizi yakan PKK terör saldırı ve cinayetleri konusunda en korktuğum; şu akan çirkefli suyun yön, yatak, istikamet değiştirmesidir ki; belki birilerinin de en büyük hayali budur veya bu noktaya en çok dikkat edilmelidir! Ya bir gün... Hem de millet olarak, böyle öfkemizi yere göğe sığdıramadığımız bir gün... İçine belki de birkaç kadın ve çocuk da konulmuş birkaç vasıta; camlarından çıkartılmış üç renkli bayraklarını sallayarak, Kürtçe şarkı ve marşlarını son ses çalarak şehrin trafiğine dalarsa... Ya bir gün... Yine böyle, örgüte kanmış bazı zavallıların, Türkiye devleti ve milletine eş zamanlı saldırılarda bulunduğu bir gecenin ardından (evlerin ve insanların birbirine karışık olduğu) bazı semt ve mahallelerdeki kimi çatılara, bu terör örgütüne ait bayrakların dikildiği ve bazı evlerin dış duvarlarının sarı-yeşil-kırmızı renklere boyanıverdiği görülürse... Ya bir gün... Belki de teröre şehit verdiği evladının askerlik hatırası olan Türk bayrağını, henüz evinin penceresinden indirmeye eli varmamış olan ana-babanın/evin-ocağın tam karşısındaki meydanda havaî fişekler atarak, sarı-yeşil-kırmızı kumaşlar ve üzerinde PKK yazan bayraklar altında davul zurna çalarak ve Kürtçe şarkılar söyleyerek halaylar çekilmeye başlanırsa... Tarihin görüp kaydettiği en sabırlı... Ve devletine bağlılık, hükümetine inanç, ordusuna güven duyan milletlerin başında Türk milleti gelir... 1933 Almanya'sındaki Nazilerin, bazı kapılara haçlar çizerek başlattıkları Yahudi avı gibi... 1955 Türkiye'sinde bazılarının; "Atamızın Selanik'teki evi bombalandı" yalanlarıyla galeyana getirilenler tarafından, bazı kapılara çarpılar çizilerek İstanbullu Rumlara karşı başlatılan yağma gibi... Asla... Gelecek zamanlarda "Kürt avı" gibi ifadelerle anılacak bir hadise olmayacak! Çünkü terör, bu topraklardan, istediğini alamayacak! Her ne yapılacaksa devletimiz ve ordumuz zaten bunu yapıyor ve yapacak! İşte buna inanıyoruz ve Başbakanın da zaten basın açıklamasında söyledikleri bunlardı.