(...orda, yerde, bir el vardı; tutulmamış bir el!..) Tut elimi. Hadi, tut elimi... Öyle ki, seni; parmak uçlarımla, parmak izlerinden tanıyayım... ..... Tut, elimi; Yüreğindeki sıcaklığı duyayım... *** Elim, bir gün tutulacaksa; işte bugün tutulmalı... Ve elim, biri tarafından tutulacaksa, bu kim olmalı?.. ..... Tut elimi... Elimi tutacaksan şimdi tut; Canım cayııır cayır yanarken, ve kıpkızıl acılar sızarken bedenimden!.. *** ..orda, yerde bir el vardı, gördün mü?.. ..... Tutulmamış bir eldi, veya kenetlenememiş iki elden biriydi!.. Ben düşerken, insanlar koştu elin o üzerinden... *** Ben düştüm, kaldırıma boylu boyumca; karanlık oldu birden, gece sardı gündüzü!.. Ben,,, düşlerde uçan o küçük kuşum ya hani, tanımadın mı beni?.. Tutsana elimi... *** Elimi tutacaksan şimdi tut... Canım yanarken,,, ve, acı sızarken kırmızı bedenimden!.. Elim... Elim, tutulacaksa bir gün; o gün, işte bugün olmalı... Ve elim, biri tarafından tutulacaksa, bunun adı kim olmalı?.. *** Hadi, tut elimi... Öyle ki, seni; parmak uçlarımla, parmak uçlarından tanıyayım... Tut, elimi; Yüreğindeki sıcaklığı duyayım... ..... Sıtma taşıyan sivrisineklere daha çok benziyor, adına "insan" denilen bazı mahluklar; Alacaklarından çok daha büyük zararlar vererek besleniyorlar!.. Ve, bir damla kan uğruna canlar seriliyor kaldırımlara... ..... Şimdi artık; Nasıl, "günaydın" denilebilir insanlara?..