Üç ölünün ardından

A -
A +

Bilal'le bayram günü konuştuğumuzda; kız kardeşinin artık tedaviye cevap vermediğini, söylemişti. Sabah tekrar konuştuk: Çırpıda tünemeye çalışan kuş gibi ürkek ve tedirgin olan sesi, bir şekilde rahatlamıştı. Hatta telaşlıydı, çünkü o gece vefat eden genç kızı bayram günü defnetmek için cenaze hazırlıkları yapıyorlardı. "Bir yıldan uzun süredir kanserle mücadele ediyor olmasına rağmen, ağırlaşıp hastaneye yatırdığımız güne kadar Kur'an-ı kerim öğretmeye devam etmişti Vildan. Birkaç saat içinde haber alıp cenazesine koşan yüzlerce talebesinin dua ve gözyaşları eşliğinde ettikleri şehadetleri müthiş bir manzaraydı" diye anlattı sonra Bilal. * Bayramlaşma telefonlarında Zeynel'i de aradım: "Adıyaman'dayım, kayınpederim vefat etti" dedi... Önceki gün ise Zeynep'le konuşuyoruz. Sesi bir garip. "Uykudan mı uyandın" dedim. "Hayır. Ama çok üzgünüm. Babamı kaybettik Muammer, dedi... Ve biliyor musun, ben yıllardır onunla konuşmuyordum!.." * Zeynep ve ailesini on beş yıldır tanırım. Hepsi de iyi niyetli insanlar ama mal mülk yüzünden bir problem çıkıyor ve aralarındaki kapılar kapanıyor! Seneler sonra. Geçtiğimiz Kurban Bayramının arefe günü, akşam namazında... Muhammet Amca yıllardır devam ettiği gibi yine mahalle camisinde. Farzın üçüncü rekâtının secdesine kapanıyorlar. Cemaat kalkıyor, o hâlâ secdede. Cemaat selam veriyor o hâlâ secdede. Cemaat ayağa kalkıyor ve insanlar onun neden hâlâ secdede olduğunu anlamak için yanına gidiyorlar... Muhammet Amca ruhunu çoktan teslim etmiş, ama hâlâ secdede! * Zeynep, şimdi tekrar tekrar izliyor (caminin görüntü kayıtlarından) babasının vefat anını. Fakat elini öpemiyor, bayramını tebrik edemiyor, helallik alamıyor kendisinden! Ve aslında her ölüm bizlere birer ibret oluyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.