Halbuki geldim!.. Ordayım, iyi bak; uzanıver içine, tut elimden al beni!.. ..... Uzakta mı sanıyorsun? Değilim... Uzakta mı sanıyordun? Değildim! § Orda idim!.. Yüzün avucumdaydı, ve sarı kanatların savrulup sürtünüyordu parmaklarıma... Ve dünya yeşile kesmişti yıldızların altında!.. Şehir, ve şehrin göğü, ve bir nehr'olup akan zaman üstündeki şavkı bütün ışıkların; Yeşildi, ve yemyeşildi... § İçim dökülüyordu gözlerine; En yükseklerden!.. § Bir orman gölü gibiydi gözlerin, uzuun sazların arasında; Işıltılı... Deriin ormanların, yağmura doymuş dallarındaki her rengi yansıtan göllere benzeyen bu gözler, "koyu yeşil" oluyordu; Kapanmak için beni beklerken, dudakların!.. ..... Sen, akmaya hazır gözlerinle gözlerken beni... Ben, gözlerine dökülüyordum! § Şimdi ben... Nice dağlardan yuvarlanıp, sana dolduktan sonra... Açsan bile kapılarını, nereye gideyim; kanatsız bir kuş gibi?.. Kafesimsin!.. ..... Ve nefesimsin; uzaklaşamadığım... Tuttuğum... İçimde tuttuğum! § Uzakta mı sanıyorsun? Değilim... Uzakta mı sanıyordun? Değildim! Ve uzakta mı sanacaksın hep beni?.. ..... Halbuki ben; uzakta olmayacağım!.. § Bak, gene geldim. Ordayım işte... Uzanıver içine, tut elimden; al beni!..