Vatan ve kahramanlık

A -
A +

Birkaç yıl önce; "hepimiz Ermeni'yiz" diye yırtınanlar, birkaç gün önce; "hepimiz Osmanlıyız" diyemediler! Çünkü bazıları iki kaşık fasulye yese gazdan kıvranır ama ömür boyu yuttukları yalanlardan "hazım" şikâyetleri yoktur! * Hatırlatacağım ismin sahibi (1840-1888) ünlü masonlardandı. Sultan 2. Abdülhamid Han'a (zamanımızın kutbu, asrımızın İmam-ı Rabbanisi) hitaplarıyla mektuplar yazar, bu arada kendi firar ve fikir arkadaşlarını ispiyonlar ve aynı zamanda da padişahı, hükümeti, devleti kötüleyen yazılar yazardı. Riyakârca yazdığı böyle mektup ve jurnallerinin pek çoğu, İstanbul'daki Başbakanlık Arşivi'nde mevcut, (Sultanahmet'teki köftecilere 50 m) bakmanız mümkün... Devlet binasında devlet aleyhine çalışmak, dış destekli gizli örgütler kurmak, basın yoluyla halkı ayaklandırmak gibi işleri 1920'den veya 1980'den sonra yapsa idam edileceği kesin olan bu edebiyatçı, hepimize "Vatan şairi, hürriyet kahramanı Namık Kemal" olarak ezberletildi. Ki bugün yaşasaydı Engerekon'dan tutuklu olurdu! Hâlbuki tutukluluk süreleri aylarla ifade edilir. Memuriyetten bile atılmamış, sadece görev yerleri değiştirilip maaşı gönderilmiştir. * Şimdi soru şu: "Vatan şairi, hürriyet kahramanı" vs. denenler, ellerinde ne varsa bir gecede alınıp bütün evlat ve akrabalarıyla birlikte işsiz, parasız, pasaportsuz, topraksız, bayraksız, itibarsız olarak sınırın dışına konuverseydi ve 70 yıl yüzlerine hiç bakılmasaydı acaba neler yazarlar, nasıl yırtınırlardı? Ve işte bu mağduriyetin aslını yaşayanlar; acaba nasıl bir millet, devlet şuuru ve insanlık onuruyla tek kelime bile etmediler, bunca yıl susmayı nasıl başarabildiler? NOT: Tam da bu hafta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Y. Fokas isimli Yunanlı, İstanbul'da aile mirası mülklere ulaşamadığı için) Türkiye'yi mahkûm etti!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.