Bu yazıyı kahvehanelerde okuyan adamlara da, komşudan komşuya gitmekten başka lüksü bulunmayan hanımlara da hak veriyorum... Niye bilmek zorunda olasınız ki; c.d. nedir veya virüslü si-di ne demektir?.. Hızla değişen dünyamızdaki teknolojiye, değil ayak uydurabilmek... Önümüze konan makine, cihaz ve ürünler ile bunlarda kullanılan alet, aparat ve ilave parçaların sadece isimlerini hatırlamak bile neredeyse mümkün olmayacak, değil mi?.. Kafam karışıyor çoğu zaman benim de; çünkü herkes ayrı dillerle konuşuyor... Adını duymayan yoktur bilgisayarın; ama iyi de bunun compüterden farkı ne? Lap top, veya leptop, yahut dizüstü ne demek?.. Harddisk neye diyorlar, rem veya ram ne; bellek, hafıza, işlemci ne, skeynır, raytır ve yazıcı, tarayıcı ne?.. Üç tekerlekli arabanın üstünde renk renk kavanozlar, şişeler: Turşucu... Bardağına acı da ister misin, sen onu söyle!.. Daha da komik olansa bizim halimiz: Bunca şeyi bilmediğimiz halde, biliyor gibi yapmak... Ee, cahil mi görünelim yani... Bu yazıyı kahvehanede okuyan adamlarla, komşudan komşuya gitmekten başka eğlencesi olmayan hanımların dürüstlüğüne hayranım ben... Çünkü köşe yazarlığına soyunanlara inat; "bilir gibi" yapmıyor, öğrenme kapılarını kapatmıyorlar. Bilmiyorlarsa, adam gibi; "bilmiyorum" diyorlar, ve böyle dedikleri için kendilerine anlatılıyor, onlar da dinliyor ve öğreniyorlar... Konu bilgisayarsa; "d, disk, disket" ifadeleri; bilgi depolama veya iş ya da bilgileri taşımayı aktarmayı anlatıyor. Marketin deposu, aşçının kazanı, postacının çantası gibi... Virüs nedir biliyor mu herkes? Özetin özeti şu: Virüs bulaşır, hızla yayılır, hasta eder, çalışamaz hale getirir, hatta öldürür... İşte aynen bir virüslerin ette, kanda ve canda hâsıl ettiği aksaklık, rahatsızlık, çöküş, yıkılış ve yok oluşların benzerleri bilgisayarlarda da oluyor... Kötü niyetli birileri; terör olsun diye, veya gizli bir menfaat sağlamayı umarak, ya da sadece eğlenmek için "kendini kopyalayıp çoğalan" programlar yazıyor ve bunu bazı bilgilerin, programların arasına gizliyorlar... Virüs yazılı bilgisayarla buluşmuş disk-disketlerle bağlantı kuran her bilgisayara da bu virüsler aynen bulaşıyor... Kahvehanedeki bir masanın etrafına toplananların yanına oturan adamın veya komşuların buluştuğu güne katılan kadıncağızın haline benziyor ki bu durum; büyük ihtimalle o masumdur, iyi niyetlidir, sevdiklerinin yakınında olduğu için güvende hisseder kendini... Ve tanıdığı insanların muhabbetine kulak kabartmıştır sadece... Fakat kim bilir hangi menfaat, hangi kin veya belki sadece eğlenmek için uydurulmuş bir laf, kim bilir kim tarafından şu topluluktakilerden birinin zihnine sokulmuştur, kim bilir ne zaman. O da aynı "virüsü" etrafında bulunan herkese bulaştırmaktadır şimdi!.. Buradan dağılanlar ise; Aynen virüslü c.d. (si-di)ler gibi masadan masaya, kapıdan kapıya dolaşacaklar... İlk yalancının kötü niyetine, kasten-bilerek veya bir ahmak saflığıyla bilmeyerek ortak olacaklar... O yalan-yanlış sözler-laflar da böylece insandan insana kendini kopyalayıp duracaktır... Ne zamana kadar? Tedbirini almış, hak hukuk bilen, aklıselim birilerine ulaşıncaya kadar... Adı ve modeli ne olursa olsun bütün bilgisayarlar çalışır, miadı doluncaya kadar... Fakat önemli olan huzuru korumak, bunun için tedbir almaktır... Çünkü virüsler bulaşıcıdır; bir kişiden bin kişiye bulaşabilir!.. Yani... Yani kapıdan kapıya, masadan masaya kasıtlı laf ve yalan taşıyan insanlara benzeyen disket ve si-di'lere dikkat etmezseniz, bilgisayarınız bozulur ve bütün emekleriniz ziyan olur!..