Bazen çöker aşağı, ve yaklaşır yüzü toprağa... Fakat, bilir bulut uçacağını!.. Bulut bilir sonunda uçacağını; Okun delemeyeceğini kendisini, ve bilir bıçağın kesemeyeceğini... ..... Oktur yanılan, ve bıçaktır... Ok, deldiğini sanır bulutu ve bıçak kestiğini sanır; Halbuki bulut bir yandan yarılırken bir yandan kapanır... Halbuki bulut bir yandan yırtılırken bir yandan dikilir... Halbuki bulut, bir yandan... Bazen çöker aşağı bulut, ağırlaşarak; İlk gözyaşına kadar!.. Ey bulutların ve kalem tutan ellerin ve yaşaran gözlerde yeşeren güzelliklerin de Rabbi; Merhamet!.. Mavi göğü ne var eder, ne yok eder bulutlar!.. Topa tutsan vurulmaz... Ama, belki bir martının kanat çırpmasından incinir de, alır başını gider; savrulan kartopları gibi... Her ok, ve her bıçak, ve her dal, ve her diken, ve her parmak, ve her kirpik, ve her kuş paralar; "paralandığını düşünen" her bulutu... Fakat bazısı... Gökleri sarmış olsa bile kendisinin, bir yele dayanmayacağını bilir canının!.. ..... Çayırda gezinen sisin çitten geçmesi kadar kolayca geçivereceğini bilir ötelere... Bilir; dalların ve çalıların yırtamayacağını kendisini!... "Dünyada her şey geçicidir... Her iyilik ve her kötülük" derdi ya hani dedem, iyi hatırla... Çünkü; Hiçbir çalı hatırlamayacak bile kaç bulutu yırttığını... Ama her çiçek, ve her ot; "ohh" demeli ardından!..