Anlamakta zorlandığımız çok kanunlarımız olmuş... Mintan yelek, potur çarık biri daha koşarak, ilçe sınırında bekleşen köylülerinin yanına varıyor. Başındaki kasketi çıkarıp bir diğerine veriyor. Kasketi giyen zavallı da aceleyle çarşıya koşarken, arkadakiler "oyalanmamasını" tembih ediyorlar! Biri ocaktan ucu korlu çırpıyı alıyor, diğeri lambanın şişesine eğiliyor. Biri ise cuvara'sını yakmak için cebinden çakmak çıkarınca "cenderme" dikiliyor tepesine "Çakmak Vergisi" diye! * Benim hatırladığım zamanlardaysa radyo ve televizyonlarda arabesk müzik yasaktı; Polis Radyosu hariç. Yasak olan şey, polislerin radyosunda serbestti!.. Meydandaki gazete bayii milletin gözü önüne gazeteleri asmış. Hükümetlerin düşme haberlerinden daha büyük, yarım sayfalık, tam sayfalık anadan üryan kadın resimleri. Yaklaşınca görürsün ki meğer bunlar "çıplak değil" de; üç noktasına konan üç minik yıldızla yasak olmaktan çıkarılmış(!)mış! * Bunlara benzer, anlayamadığımız yeni kanunlarımız var: Televizyonda sinema: Genç adam fabrikadan çıkacak sevdiğini beklerken, cebinden aldığı "görmediğimiz" bir şeyi ağzına koyuyor. Sol eliyle kuytu yapıp, sağ elindeki çakmağı ateşliyor. Biz onun ne yaktığını katiyen anlamıyoruz. Gördüğümüz sadece tüten dumanlar!.. Bardaklar tekrar doluyor, kadehler tokuşuyor, şişeler yuvarlanıyor. Ağızlar kayıyor, biri daha kusmaktan dönüyor. Kadınlardan bazısı kontrolden çıkıyor. Biri, boğduğu damarına uyuşturucu zerk ediyor. Fakat her birinin parmak veya dudakları arasında minik silinmeler; biz sadece dumanları görüyoruz! Ben şimdi "Sigarayı görmemiz bile neden yasak?" Demiyorum. Sorum şu: Bir uyuşturucu partisinde, bir meyhane masasında, bir fuhuş âleminde tek yasak şey, sigara mı?..