Yazıl(ma)mış satırlar

A -
A +

Ciçek resimleriyle süslü pembe bir zarf gelse postadan. Peki, kimden?.. Belli değil! * Zamklanmış, ve bir de üstünden bantlanmış olsa bu zarf; mazrûf anlaşılmasın diye. Sızmasın diye yani, hapsedilmiş duygular!.. Sonra, beyaz bir kâğıt bulsam içinde, bana seni hatırlatan; iki yanını dantel gibi kestiğin... ..... Yazı olmasa mektubunda, hiçbir şey anlatılmamış olsa ama ben, çok şeyler anlasam... Üzerinde, sadece iki kelime bulunsa mektubunun, gözlerinin renginde; sanki sen bakıyormuşsun gibi bana!.. Desen ki, söylesen ki, bildirsen ki bana; "yazılarını okuyorum" diyerek bir müjde versen ki,,, fısıldar gibi kulağıma!.. Ve en alta... ...adını yazsan; Sana en çok benzeyen çiçeğin!.. * Çiçeğim; Katlasam bu "yazısız" mektubunu yeniden ve çiçeklerle süslü pembe zarfına koyarken, doldursam bütün duygularımı da koynuna... ...koynumda, esintileeer!.. * Çaresizliksin; Çünkü bir koyunun boynundaki çıngırak gibisin, veya bir pehlivanın boynundaki muska gibisin, yahut bir gelinin boynundaki altın gibisin... ...boynumda! * Karanlıkta çakan bir şimşek şavkıyla girdin hayatıma çıkarken veya çıktın girerken!.. An aynıydı... Ama, can da aynıydı; Canan da!.. * İyi de; Dokunmam lâzımdı gözlerine, bakışlarımla... * Sen; bir canıma can, bir gönlüme yâr oldun... Lakin; tutamadım, tutunamadım!... * Bir gün... Bir postacı... Çiçek resimli bir zarf getirse bana; üstünde adı, kağıdında mektubu olmayan... Yani, bulup seni getirse; "Silinmiş ögeler" kutusundan!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.