(Biri bir yazı okur... Tekrar okur, sonra tekrar ve tekrar okur; her seferinde ayrı şeyler anlar... Biri bir yazı okur... Sonra bir başka ve bir başka yazı okur; her yazıda hep aynı şeyi anlar... Hangisi sana daha yakındır? Veya ikinci okuduğunda acaba ne anlayacaksın aşağıdaki yazıdan?) ....... Uzaklar, vardır... Ama, görünmez; yolcular tarafından!.. * Kaptan, bilir gideceği yeri. Geçeceği denizleri, aşacağı okyanusları bilir... Rastlayacağı adaları, göreceği kıtaları bilir... Uğrayacağı limanları, ve... Varmak için bunca hayal, emek ve ter döktüğü şehri bilir! ..... Bilir ve işte bu bilmenin ardına takılmaları için çağırır yolcularını! * Kaptanlar en temiz ve tertipli kimseler olabilseydi keşke, ne âlâ... Kaptanlar, etraftaki adamların en yakışıklısı ve eli yüzü en düzgün olanları olsaydı keşke... Öyle mi?.. Bu şart mı?.. Bunlar, saraya ve sultana yakın mekânlarda, belki törenlerde vazife alanlarda aranabilir... * Kaptanın işi; Demir almaktır... Okyanusun ardındaki limanda salmak için!.. * Kaptanlar, aramızda yaşar aslında... İyi bakmayan, dikkat etmeyen göremez... ..... Kaptanlar; belki tercümanlık yapar, adalardan bu yana gelen turistler arasında... Kaptanlar, belki leblebi fındık satar çerezci dükkânında... Kaptanlar; beyaz eşya, alet edevat, giyim kuşam satar belki... Kaptanlar belki gazetecilik, kitapçılık yapar cami önlerinde, otobüslerde, vapurlarda... * Kaptanlık; kılavuzluktur, kullara! * Uzaktaki limanlar, vardır. Ama görünmez yolcular tarafından! Hayal edilir... Karşıdaki sahilleri elbette kaptanın da gözü göremez buralardan. Ama o bilir. Ve bildiği limanların hatıralarıyla yıkar yolcularının hayallerini!.. ..... İş; budur! Kaptanlık; konuşmaktır, söylemektir... Kaptanlık; yazmaktır, anlatmaktır... Kaptanlık, demir almaktır; Aşılacak denizlerin ardındaki limanda salmak için... * Demir almak ve demir atmak, bu arada da "anlatmaktır" kaptanlık... Çoğu zaman dümeni bile başka bir el çevirebilir; ..... Başını yerden kaldırmayı akıl edene... Elbette yol gösterir bütün yıldızlar!..