İnsan uçar mı? Uçar! Sonra konar. Ve tekrar uçup başka yerlere konar... Sen benim ilhamım gibi; omzumdaki beyaz güvercinim... Yahut kara korsanın macera arkadaşı, papağanım... Veya martı'm; gidip gelen, hayallerimin karşı sahillerine... Hayal de görsem, uydurduğumu da söylesen; iyi geliyor seni böyle düşünmek! Tatlısın, bunları duymak sana da iyi gelir bilirim; revani üstüne kaymak gibi! Hadi... Çok derin duygular olduğunu söyle bunların... Tabii ki hoşuma gidiyor, de. Bir yerlerde beni düşündüğünü bilmek, bununla yaşamak, beni ayakta tutuyor, de... O zaman ben de şöyle diyeyim: Öyleyse sen, hep ayakta kalacaksın; ta ki, birimiz ölünceye kadar!.. * Bazı insanları gözün, bazılarını kulağın tanır... Bazıları birliktedir, ama isimlerini bile bilmezler birbirlerinin... Benimse parmaklarım ezbere dolaşıyor bu hayalin üstünde; içinde ve dışında bilmediğim neyin var! Kendim kadar tanıyorum yani sürpriz yok senden bana... Yine her gece saati görürüm aynı vakitte... Her gece saat fısıldar; yine bir 2.25 olduğunu... Ve ben her 2.25'te bir yazı hatırlarım yine ve yine ve yine... Sanki bir vapurmuş gibi; 2.25 hayalin gelip yanaşır zihnime yeniden... Yeniköy vapurum! * Sen... Bir gün okuyabilirsen uzak denizlerin sahilinde bu satırlarımı ve bana ne yazacağını bilemezsen ve boğazın düğümlendiği için yutkunamazsan ve göz pınarların dolarsa... Sadece, gözlerini kapat, ki şunu göresin: Vapur, denizde; gözyaşınsa yüzünde iz bırakır, yumuşacık... Ve sıcacık, akar her ikisi de zihnimde! Ben, denizin bu yanında bekler dururum da hâlâ; ..ne Yeniköy vapuru iskelesine ulaşıır, ..ne sen, bana yanaşırsın!.. * Tek tesellim, göz pınarlarının dolabiliyor olmasıdır... Göz pınarlarının hâlâ; ..benle doluyor olmasıdır!