Yeşermektir yaşarmak!

A -
A +

Yaz mı geldi?.. Neden titriyor peki böyle içim?.. Neden gökler karanlık? Bulutlar neden koşuyor birbirinin peşisıra, gözü dönmüş manda sürüleri gibi?.. Yaz mı geldi? Nereye?.. § Üç değil, beş değil, kırk tane cemre düşse ard arda; ısınamıyorum!.. ..... Adeta, dilenerek... Kırk dilime bölünmüş bir baklava tepsisi gibi koysam önüme umudumu, bir tek sineğin bile varlığını nimet bilerek; gelmiyor!.. Gelmiyor yaz... Yâr gelmiyor!.. ..... Derin kuyuların gıcırtılı çıkrıkları bile çıkartamaz gayrı beni kendi içimden!.. Ne Rapunzel'in sarı saçları tartar beni, ne seni bana getirebilir Külkedisi'nin kabak faytonu!.. § Kırk tane yaz yaşanır ardından, ve seksen tane bahar dolanır insanların beline, ben; donarım!.. ..... Donmadan kırılmaz kıvrılan sular!.. § Ama bilirim; Yarılıp parçalanmadan ve tırmalanmadan yüzü toprağın, kundak olmaz tohuma... Ve tohum; çürümeden ve bölünmeden ve çatlamadan ortasından, yeşermez... Yaşarmaktır yeşermek... ..... Yaşarmak; yeşermektir!.. § Donmadan kırılmaz, sıcacık sular... Şimdi, kırılan her parçamı toplayıp yerden, koysan da yan yana yapbozla oynayan çocuklar gibi; denk gelmem!.. Her kırık bir ayrılıktır!.. § Ve nihayet: Avuçlarınla toplayıp beni yerden, doldurursun koynuna... Sen göz olursun, bense gözyaşı; Birlikte yaşarırız!.. ..... Ve, yeşeririz Kışı gelmeyen ülkelerde!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.