Yolcuya 3'üncü tarif

A -
A +

Sora sora Bağdat bulunur. Bağdat ki, Mekke yönünde... Bağdat'a ulaşan; Kâbe'ye de kavuşur... * Sultan da olsa, köle de olsa; Hicaz'a giden yol; Üsküdar'da başlar... Bilmiyorsan, orada soracaksın: -Yol ne yanda? Sormazsan, sormamışsan, ya da başkalarının yaptığı türlü türlü tariflerin kiri bulaşmışsa kulağına... Gelir, yetişir üç kişi; önce ismini düzeltir, sonra işini düzeltir, ardından yönünü düzeltir ve; -Yürü, der... Beytullah şu yönde! * Ey ahmak! Şimdi senin yayan yapıldak, aç biilaç ve savrulan başınla geri dönmen... Üsküdar'a varman... Bir yıl önce sana yol tarif etmiş olan o üç zat-ı muhteremin mezarı başında ağlaman mı; yoksa Kâbe kervanının son devesinin eyerine, kendini boynundan bağlaman mı gerekir? * Yazık! Her adımda bin çile çekiyorsun... Ayak diriyorsun... Boynun kanayacak, çenen çıkacak... Daha kötüsü, korkuyorum ki; ipin kopacak! * Sora sora Bağdat bile bulunur... Öyle derler, ki evet doğrudur; fakat haliyle doğru adama sorarsan!.. Zaten sormamak, kibirdendir!.. Peki ama, sorunca... Yahut sorman gereken sorunun cevabı, sen henüz sormadan sana söylenince; Tersini yapmak nedendir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.