Hiç düşündünüz mü; Acaba bir çocuğun üstü kaç kere örtülmüştür?.. Hiç düşündünüz mü, acaba; bir çocuk kaç kere öksürmüştür?.. *** Çocuklar, durmaz... Çocuklar doymaz... Çocuklar susmaz... Çocukların burnu, ve gözyaşları, ve donları kolay kolay kurumaz!.. Gülerken ağlar çocuklar, anlamazsın. Ve ağlarken gülüverirler aynı anda; şaşarsın. Sanırsın ki bazen; dengeler şaşırmıştır, ölçüler sapıtmıştır... Bir çocuk, çocukluğu boyunca acaba kaç kere tekmelemiştir yorganını, kaç kere açıkta bırakmıştır kendini? Bir çocuk, acaba kaç kere uyuyup kalmıştır bir köşede ve farketmemiştir yatağına kucakta taşındığını?.. *** Saydı mı dersiniz birileri; çocukların kaç kere aksırdığını, kaç kere öksürdüğünü, kaç kere kustuğunu... Yılda kaç tane hap yuttuklarını, kaç kaşık şurup içtiklerini ve kaç kaşık şurubu ise dilleriyle dışarı teptiklerini... Kaç iğneyi yememek, kaç aşıyı olmamak için nasıl çaba gösterdiklerini... Hiç düşündünüz mü; acaba bir çocuk kaç kere burnunu çekmiştir, kaç kere yemeğini dökmüştür, kaç kere suların içinde yürümüştür ayakkabılarıyla?.. Kaç kere uyuyakalmıştır otururken, kaç kere taşınmıştır kucakta, kaç kere tepmiştir yorganını, kaç kere ateşlenmiş, kaç kere ıslatmıştır üstünü başını?.. *** Bir çocuğun ayda kaç kere fırçalanır dersiniz paçaları?.. Bir çocuğun haftada kaç kere bakılır bademciklerine?.. Bir çocuğun günde kaç kere değiştirilir kıyafetleri, taranıp düzeltilir saçları?.. *** Çocuğunuz var mı, bilmiyorum. En azından hepimiz birilerinin çocuğuyuz... *** Çocuğu olmak ne güzel, düşünsenize; bir anne veya babanın... Onlara "çocukları olma mutluluğunu" yaşatmak ne güzel... *** Duyarsınız çevrenizde, ama dinlemeyin bile... Hani, şikayet eder bazı ana babalar, kendi çocuklarından; sakın ha, inanmayın!.. Çünkü bunlar, şikayetçi oldukları kendi çocuklarının; gecede kaç defa nefeslerini dinlediklerini, altlarına baktıklarını, terlerini sildiklerini, üzerlerini örttüklerini bile bilmezler... Yanlarından geçtikçe alınlarına dokunup; her gün kaç kere ateşlerini kontrol ettiklerini bile saymamışlardır... Anne ve babalar için; evin hangi penceresi açıktır, ve nereden girebilecek olan rüzgar nereden çıkarken cereyan yapabilir... Üçüncü aşının zamanına ne kadar gün kalmıştır... Öğlen yediği hangi yemek akşam yapacağı kakayı ne renge döndürecektir... Kayısı püresi midesinde ne kadar kalır, diye hesap yapmak... O gün ne kadar su içmiş, okuldan gelince ne kadar televizyon seyretmiş, yemek arasında ne kadar meyve yemiş... Ellerini yıkamış mı, dişlerini fırçalamış mı, gibi sayısız düşünce birbiri ardından ama biri birini de hiç itip kakmadan, sırayla zihinlerinden geçip durması, normal ve sıradandır... *** Ya!.. Herşey bi'yana; hiç düşündünüz mü siz, şunu: Bir çocuğun üstü, çocukluğu boyunca acaba kaç kere örtülmüştür?..