Topu rakibe bırakıp geçiş hücumlarıyla etkili olmayı seven iki teknik adamın maçında Solskjaer risk alan isim oldu ve baskıyla başladı. Ama bu riski alırken sahaya yayılımı o kadar iyi yaptı ki Şenol Güneş topu rakibin kullanmasından dolayı ellerini ovuşturamadı.
Chamberlain ve Gedson ortada dinamo gibi çalışırken, kenarlardan da çift kademe oluşturunca Trabzonspor kanatlardan istediği geçişleri sağlayamadı. Bordo mavililerin tek silahı olarak uzun top kaldı. Ama bütün bunlar planları tıkır tıkır işleyen takımın gol yemeyeceği anlamına gelmiyor.
Maçtan önce Rafa Silva pas hatasıyla gole sebep olacak diye bir tahminde bulunulsa kimse inanmazdı. Bu gol psikolojik olarak Beşiktaş’ı çok olumsuz etkiledi.
Plana sadık kalınsa Trabzonspor yine ceza sahası içine hapsedilebilirdi ama devre sonuna kadar reaksiyon gösteremedi Beşiktaş. Rafa Silva’nınki gibi hiç beklenmedik bir hata da Trabzonspor’dan geldi. Bordo mavili savunmacılar yakın markaj yapmaktan neredeyse nabzını ölçtükleri Rafa Silva’yı nedense bir anda unuttu.
Portekizli bu fırsatı kaçırmayınca momentum tamamen Beşiktaş’a geçti. Solskjaer etkisi bu maçta yine kendisini gösterdi. Eski Beşiktaş asla o ilk 20 dakikadaki kusursuz baskıyı kuramaz, geriye düştükten sonra da bu reaksiyonu gösteremezdi.
Solskjaer, Norveççe ‘Parlayan güneş’ anlamına geliyor. Tüpraş Stadı’nda parlamaya çok alışkın olan Şenol Güneş bu defa ‘Norveç Güneş’ini izlemek zorunda kaldı. Beşiktaş adına diğer sevindirici gelişmeler ise ‘bitmiş bunlar’ gözüyle bakılan Joao Mario ve Chamberlain’in arı gibi çalışmalarıydı.
Maçın adamı: Rafa Silva
Murad Tamer’in önceki yazıları...