Liseler dört yıla çıkıyormuş. Milli Eğitim Bakanı "AB perspektifi bunu gerektiriyor" demiş. Çoğunluğun "bir diplomam olsun", "yoksa iş bulamam", erkeklerin ayrıca "hiç olmazsa askerlikte işe yarar" düşünceleriyle dirsek çürüttüğü ve nihayetinde "Türkçe"yi bile öğrenemeden bitirdiği eğitim macerasına bir yıl daha ekleniyor. Ve toplum olarak gülüyoruz. Her zamanki gibi. Ağlanacak halimize... Gülüyoruz. *** Okul sayısı yeterli değil... 25-30 kişi olması gereken sınıflarda 60-70 kişi ders görüyor. Okullarımız zevksiz; sezon açılış ve kapanış programlarındaki "okulumu, öğretmenimi özledim" teraneleri yalan. Okunan şiirler göstermelik... Aşkla şevkle okul yolunu tutan yok... Bu öğrenciler için de geçerli, öğretmenler için de... Öğretmen sayısı yeterli değil... Öğretmenler mesleki olarak da yeterli değil. Kendileri de bu öz eleştiriyi yapıyor zaten. Ayrıca "en itibarlı" olması gereken bu meslek, maddi ve manevi açıdan "hor" görülüyor. Daha önce de yazmıştım, "Bir kızınız olsa, vakti gelince bir öğretmene verir misiniz?" diye... *** Liseleri dört yıla çıkarınca ve kampanya yapıp sobası olmayan okullara bilgisayar yollayınca "iş" yaptık zannediyoruz. Halbuki bu toplumun zihniyet problemi var. Çünkü... "İş adamları ile doktor, avukat, kuyumcu gibi meslek gruplarının 2005 yılı gelir vergisi beyanları, ülkede çok kazananlar olarak bilinen bu grubun da adeta Yeşil Kartlık olduğunu ortaya koydu" diyor haber... Devlette odacılık yapan bir vatandaşımız, yukarıdaki meslek gruplarından daha fazla vergi ödüyor... Bir taraftan sabahtan akşama kadar muhatap olduğumuz bu meslek erbabının çoğunun aslında devleti tırtıklayan "hırsız"lar olduğunu anlıyoruz. Ama öyle değillermiş gibi, selamlaşıyor, ahbaplık ediyor ve birlikte vatan-millet-namus tartışmalarıyla ahkam kesiyoruz... Hiçbirine "sen devleti kazıklıyorsun, bunun adı hırsızlık, sen hırsız mısın?" demiyoruz. Diğer taraftan odacılık için kadro açılsa binlerce müracaat oluyor... Ve yine hiçbirimiz sormuyoruz üç kuruşluk odacı maaşıyla nasıl geçinilir veya devlette iş tutmak neden bu kadar cazip? *** Biz milletçe devleti kazıklamayı seviyoruz... Ya vergi kaçırarak... Ya ucundan kıyısından askıntı olup, maaş alarak... Devlet de ne yapsın, dönüp yine milletinin cebine göz dikiyor çaresizlikten.. Ek vergi, bilmem ne fonu, ne bileyim ne kesintisi vs... Geçinip gidiyoruz işte... *** Zaten liseler dört yıla çıkınca eğitim işimiz hallolacak, yeni nesil her şeyi düzeltecek...