Üç dört yıl önce çalıştığım şirketin işi için Milli Piyango İdaresine gidip bir görüşme yaptım. Ortamın havasına uygun olarak duvarlarda eski tarihli piyango biletlerinin tabloları, talih kuşunun bibloları vs. vardı. Maksat muhabbet olsun kabilinden müdür beye sordum: "Bugüne kadar piyangodan büyük ikramiye kazananların hikâyelerini anlatan bir kitap hazırlansa nasıl olur?" Manidar güldü. "İyi olmaz" dedi. "Piyangodan para kazanıp ihya olan yok ki!" *** Devam ettim sormaya... "Yahu, aldığı ikramiye ile iş kuran, fabrika yapan, istihdam sağlayan yok mu hiç. Hepsi mi har vurup harman savurmuş?" Cevap yok... *** Davud Aleyhisselam bir gün kıyafet değiştirerek sokağa çıkmış, kendisi ve memleketi hakkında kanaat soracak birini aramıştı. Karşısına insan şeklinde Cebrail Aleyhisselam çıktı. Davud Aleyhisselam onu tanıyamadı ve sordu: "Davud'un memleketindeki durumunu nasıl buluyorsun?" Cebrail Aleyhisselam "O ne iyi kişidir. Yalnız kendisinde bir haslet daha olsa." dedi. Davud Aleyhisselam "O haslet nedir?" diye sordu. Cebrail Aleyhisselam dedi ki "İşittim ki Davud Beytül Mal'dan (hazineden) geçiniyormuş. Halbuki kişinin zor zahmet kendi bileğinin kazancını yemesinden daha üstün bir şey yoktur." Bunun üzerine Davud Aleyhisselam Allahü tealadan niyaz etti ve Cenab-ı Hak ona demircilik sanatını öğretti. Buhari'daki bir hadis-i şerifde buyuruldu ki: "İnsanın yediklerinin en hayırlısı, iyisi, bileği ile kazanıp yediğidir. Allahü tealanın peygamberi Davud Aleyhisselam elinin emeği ile kazanıp yerdi." (Peygamberler Ansiklopedisi-4 cilt) *** Milyonlarca insan elinde bilet "zengin" olma hayalini kurdu... İkramiye çıkmayanları "verilmiş sadakanız varmış" deyip tebrik ediyorum... Kolay para, acı paradır... İlla ki acıtır. 2011 hepimize "helâl" olsun...