Hayat kapıyı çaldığında evde değilseniz... Yaşamaya çalıştığınız şeyin ne olduğunu anlama fırsatı kaçmış demektir. Telafisi olmaz. *** Peşinden koşmak yerine bazen... Oturup doğru yerde beklemek... Kıyamet sabahına kadar. Arayış belki budur. *** Son trenlerin, son vapurların, son otobüslerin ardından hüzünle bakmak alışkanlık yapar. Ve adınız çıkar... Bütün hayal kırıklıkları size yazılır. İşlenmemiş suçların cezaları gelip bulur. Kimse anlamaz "bir tebessümdü istediğim" feryadınızı... Sonra ilahi bir görev sanırsınız herkesin yerine çektiğiniz acıyı. Yolcusu olmayan ara bir durak gibi... *** Peşinden koşmak yerine bazen... Oturup doğru yerde beklemek geç olmadan. Bütün yorgunların gelip yaslandığı ve huzur bulduğu bir durak gibi... *** "Sonsuzluk kervanı peşinizde ben... Üç ayakla seken topal köpeğim..." O kafile ufukta kaybolurken, son bir hamle hızlanmak için... Ve fakat dünya pranga, ayak bileğinizden yakalamış. *** Herkesin bahçesinde çiçekler açarken... Sizin yapraklarınız dökülür; yalnızlığa mersiye. Kimse çalmaz sonbaharın kapısını... *** Sonra kaçıp kurtulmak için kendinizden... Yahut bulmak için sevgiliyi... Düşersiniz yollara. "Bastığınız yerleri taş taş öpeyim... Bir kırıntı yeter kereminizden..."